“Tüm yetkili makamlardan bu pasaport hamiline gerektiğinde yardımda bulunulması ve koruma sağlanması rica olunur.”
Türkiye Cumhuriyeti’ne ait pasaport cüzdanın ön kapağının içinde yazan ifadeler bunlar. Okuduğunuzda gurur verici bir hisse kapılmamak elde değil. Cumhuriyet’in kurulduğu günden bugüne kadar yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarımızın bulunduğu ülkelerde yaşadığı çeşitli sorunlara hükümetlerin ve elçiliklerin duyarsız kaldığına dair vatandaşlarımızdan gelen birçok sitemler ise pasaportta yer alan ifadelerle çelişiyor düşüncesini pekiştirmekte.
2002’den itibaren AK Parti hükümetlerinin Türkiye’nin yurt dışında yaşayan vatandaşlarının sorunlarına önceki hükümetlerden daha çok ilgi duyduğu aşikâr. Lakin yurt dışında ülkemizin milli menfaatlerini savunma adına siyasete giren Türklerin bu durumun istenilen düzeyde olmadığını söylemeleri ise dikkat çekici.
Yurt dışında siyasete atılıp Türkiye’nin menfaatlerini göz ardı ederek Türkiye hakkında aleyhte kararlar almada çok istekli görünen isimler herkesin malumu. Bulunduğu ülkenin hükümet politikalarına ve istihbarat birimlerine hizmet etmekte bir sakınca görmemek şu an yurt dışında bazı ülkelerde kısa sürede yükselmenin anahtarı durumunda.
Özellikle yurt dışında Türkiye’den giden (PKK-FETÖ, DHKP/C vb. gruplara sempati duyanlar) insanların Türkiye aleyhtarı olarak oluşturdukları sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri ve baskıları, Türkiye’nin menfaatini düşünen birçok insanı canından bezdirmiş görünüyor. Bu durum yurt dışında birçok ülkede Türkiye’nin menfaatlerini düşünen Türk siyasetçilerinin sayısının artmasındaki en büyük engel olarak duruyor.
Ülkemizin başına bela olması adına dış güçler tarafından oluşturulan başta FETÖ ve PKK ile mücadelede yurt dışı temsilciliklerinin ne kadar başarılı olup olmadığı sorusu artık daha önem kazanmış durumda. Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin iç ve dış kurumlarının birlikte uyumlu çalışması artık dış ülkelerde yaşayan binlerce vatandaşımızın beklentisi.
Düzenlenmesi gereken yeni dış politika ile de Türkiye aleyhtarı gruplarla dış ülkelerde etkin bir mücadele yönteminin yanında Türkiye adına lehte çalışma azminde olan grupları istihbarat desteği dahil birçok alanda devletimizin güçlendirmesi büyük önem arz ediyor. Böylece yıllar sonra da olsa birçok ülkede cesurca Türk vatandaşlarının haklarını savunabilen ve Türkiye’nin menfaatlerini bulunduğu ülkede göz ardı etmeyen siyasetçilere sahip olabileceğimiz gerçeği bizi bekliyor…