Depremden etkilenen 11 il, 2,6 milyon hektar alanla Türkiye'deki tarım üretiminin yüzde 15,5'ini oluşturuyor. Tarım faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı bu iller, bu anlamda da depremden çok zarar gördü. Medeniyetlerin doğduğu bu mümbit topraklarda sayıca çok fazla çiftçi ve tarım üreticisi var. Çözüm üretilmezse zirai faaliyetler açısından deprem bölgesini büyük sıkıntılar bekliyor olabilir. Toprak sahibi çiftçilerden vefat edenler oldu, bir kısmı da bölgeyi terk etmek istiyor ama kalan büyük çoğunluğu ne yapacağım telaşında destek bekliyor. Yeraltı sularının yön değiştirmesi nedeniyle sulama kanallarının kuruması da ayrı bir sıkıntı. Haklı olarak çiftçi can derdindeyken toprağını düşünemiyor ve hasadını ertelemek istiyor. İşte destek verilmezse bölge çiftçisi ne hasadı zamanında yapabilir ne de birkaç ay sonra vakti gelecek olan ekimi.

Zorluklara rağmen orada kalarak yaşamını sürdüren çiftçiye, kendi gıda ihtiyacını ve geçimini sürdürecek kadar destek verilmeli, ayağa kaldırılmalı ve üretmeye teşvik edilmeli.

Deprem bölgesinde hasat ve üretime devam

Ülkenin gıda güvenliği açısından bölgede tarımsal üretimin mutlaka devam ettirilmesi gerekiyor. Şu anda çok miktarda hasat zamanı gelmiş tarım ürünleri toplanmayı bekliyor. Müdahale edilmezse geç kalınabilir. Birkaç ay içinde de ekim zamanı geliyor. Deprem geçirmiş bölge çiftçisinin ne bunları yapabilecek gücü ne de imkânı bulunuyor. Üreticinin depremde zarar gören traktör vb. ekipmanı olmadan bu üretimi sürdürmesi biraz zor görünüyor. Dolayısıyla Türkiye’nin narenciye gibi tarım ürünleri konusunda oldukça büyük bir oranda yükünü çeken bu bölgenin acilen desteklenmesi şart. Üreticiye destek çıkılmaz ve hasat yapılmazsa depremi yüreğinde hisseden bölge çiftçisinin acısı katmerleşecek ve bir kez daha mağduriyet yaşanmasına neden olacaktır. Tüm Türkiye olarak konunun önemini kavramak zorundayız diye düşünüyorum.

Güvenilir Ürün Platformu acil olarak toplandı

Ulusal bazda gıda tedarikinin aksamadan yürütülmesi büyük önem taşıyor. Uzmanlara göre, toprak ve suya yönelik yaşanacak bir zafiyet, olası bir gıda güvenliği sorununa yol açabilir. Bölgede üretimin bir an önce yeniden başlaması, üreticinin ihtiyaçlarının karşılanmasından, tarım alanlarının güvenliğinin sağlanmasından geçiyor. Peki, bu nasıl olacak ve deprem bölgesinde tarım alanlarının güvenliği nasıl sağlanacak? Türkiye yakın gelecekte bir gıda tedarik sorunu yaşayabilir mi? Deprem bölgesindeki tarım alanlarında üretimin devam etmesi mümkün mü? Gibi soruların cevabını bulmak için konuyla ilgili acil bir toplantı düzenleyen Güvenilir Ürün Platformu, tarım sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getirdi. GÜP Başkanı Celal Toprak, “Platform olarak depremden etkilenen iller için hasat ve ekim çalışmaları başlatıyoruz. Toprakta, dalda kalan ürünlerin hasat edilmesi ve ekim zamanı gelen ürünlerin dikimi için Tarım Bakanlığı desteği ile yola çıkıyoruz” dedi.

“Haydi Türkiye, Şimdi Hasat Zamanı”

Projeyi hayata geçiren Güvenilir Ürün Platformu ve Gıda Perakendecileri Derneği ortak bir metin yayınlayarak projeye destek verenlere ve tüm gönüllülere teşekkür etti. Proje için bölgede araştırma yapan GÜP Genel Sekreteri Elif Aşlamacı Attepe de “Haydi Türkiye Şimdi Hasat Zamanı” sloganıyla ayakta kalma savaşına tarlalarda, bahçelerde devam edeceğiz. GÜP olarak depremden etkilenen iller için gönüllülerimiz ile birlikte hasat ve ekim çalışmaları başlatıyoruz. Toprakta, dalda kalan ürünlerin hasat edilmesi ve ekim zamanı gelen ürünlerin dikimi için başta gönüllülerimiz olmak üzere üniversiteler, kurumlar ve Tarım Bakanlığı desteği ile yola çıkıyoruz. Tarımsal değerlerimizin sürdürülebilirliği ve tüketici ile buluşması için başlattığımız çalışma ile ilgili bilgi almak ve destek vermek için [email protected] üzerinden bizlerle irtibata geçebilir. Gönül veren herkesle el ele başaracağımıza inanıyorum” dedi.

GÜP toplantısına katılanlar

Online olarak benim de katıldığım toplantıya başta Gaziantep Nurdağı’ndan depremzede çiftçi Fatih Cihan önemli bilgiler verdi. Toplantıya katılanlar arasında Adana’dan gazeteci Mehmet Uluğtürkan, GPD ve TAMPF Başkanı Alp Önder Özpamukçu, Bandırma TTO Genel Müdürü Dr. Cem Aldağ, Antalya Ticaret Odası Y.K. Üyesi Hatice Öz, Koruma Tarım Departmanı Teknik Müdürü Gökhan Baştuğ da vardı. Migros’tan Yener Aslan, Metro’dan Birol Uluşan, Carrefour’dan Ahmet Yaşar, Özgür Kara, A101’den Gürol Kıraç, Core Engage Başkanı Ömer Kalli, Reis Bakliyat Y.K. Üyesi Işılay Reis, Oğuz Holding İçecek CEO'su Enes Örer, Tarsens CEO’su Celil Serhan Tezcan, Kebo A.Ş Y.K. Başkanı Akın Kıral da katılanlar arasındaydı. Ayrıca toplantıya katılan birçok kişi de fikrini beyan etti.

Deprem bölgesinde tarım faaliyetleri nasıl sürdürülebilir?

Bence acilen depremin yaşandığı illerde tarım sektörünün olumsuz etkilerinin analiz edilerek önlem alınması lazım. Depremden etkilenen bu iller, Türkiye’de turunç üretimin %60'ını ve sebze arazilerinin de %15,2’sini oluşturuyor. Türkiye’de meyve üretiminin %30’a yakını yine bu bölgede üretiliyor ve yaş meyve ihracatının da % 40'ını bu bölge sağlıyor. Limon, portakal, buğday, mısır, kayısı pamuk, arpa, yer fıstığı ve kırmızıbiber bölgede üretilen ürünlerden. Ayrıca oldukça çok sayıda traktör ve tarım ekipmanı depremde zarar gördüğünden ve akaryakıt sorunu da olduğundan maalesef tarım faaliyetleri şu an aksamış durumda. Gerekli önlemlerin bir an önce alınması halinde tarımsal üretimin kaldığı yerden devam edeceğine inanıyorum. Bölgede portakal, mandalina, limon başta olmak üzere ürünlerin hasat zamanı geldi. Bu dönem atlanır ve meyve ağaç üzerinde kalırsa seneye mahsulün verimi ve kalitesi düşebilir. Dolayısıyla bir sonraki yılın ihracat rakamları da etkilenir. Meyvecilikle ilgili hasat işlemlerinin ivedilikle yapılması gerekiyor. Buğday üretiminde de önemli yere sahip olan bölgede mevsim de dikkate alındığında üst gübre denilen gübrelemenin de şu anda yapılması gerekiyor.

Deprem bölgesinde tarım için neler yapılabilir?

Konuşmalardan derlediğim notlara benim eklediklerimle birlikte yapılabileceklerin listesini oluşturdum, umarım katkısı olur. 

  • Öncelikle tarım faaliyetleri açısından deprem bölgesine yönelik gerekirse uydu üzerinden takip sistemi kurularak bir durum tespiti yapılmalı ve eylem planı oluşturulmalı.
  • Tarım konulu bir destek komitesi kurulmalı, deprem bölgesine yönelik yerel idarecilerden ve STK’lardan oluşan.
  • Tarım ve Orman Bakanlığı, üniversiteler, kooperatifler, perakende ve özel sektör tarım firmaları, ihracatçı birlikleri, zincir marketlerin satın alma departmanları, sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimler vb. tarım sektörünün tüm paydaşlarının birlikte hareket edecekleri bir sistem geliştirilmeli.
  • Hasat, ekim ve üretim konusunda bölge çiftçisinin önünde duran belirsizlikler ortadan kaldırılmalı ve çiftçiye güven verilmeli.
  • Ekili arazilerde depremin meydana getirdiği zararların üniversitelerin desteğiyle bilimsel olarak çözümü sağlanmalı.
  • Bölge çiftçisinin tarım faaliyetlerine devam edebilmesi için su ve toprak güvenliğine ilişkin analizler yapılmalı.
  • Tarım Kredi Kooperatifler Birliği aracılığıyla bölgede çalışmalar yapılmalı.
  • Acil olarak çiftçilere ihtiyaç duydukları zarar gören tarım araçları emaneten de olsa temin edilmeli.
  • Üreticilerin tarımsal girdilere ulaşmaları ve satın alabilmeleri için finansal destek sağlanmalı.
  • Özellikle zamanı gelen narenciye hasadında gecikme yaşanmamalı ve üreticinin zarar görmemesi sağlanmalı.
  • Bölgede tarım arazilerine destekle ilaçlama yapılmalı.
  • Bölge dışına göç eden çiftçinin desteklerle geriye dönmesi sağlanmalı.
  • Üreticilere gübre ve mazot desteği verilmeli.