Dünya üzerinde her ülkenin ve o ülkenin içinde yer alan milletlerin kendi kültürünü taşıyan değerlerin varlığı hala kendini gösterse de modernizm dönemine oranla postmodern dönemde var olan değerlerin içerik bakımından zayıfladığını söylemek yerinde olacaktadır.
Nihilizm düşüncesinin postmodern çağda her ülkede değerleri kavramsal olarak boşa çıkarmak gibi bir amacı komplo söylemleri doğrultusunda görüş olarak ifade edilse de yeni yetişen nesillerin her ülkede değerlere yönelik geleneksel anlamdan daha uzak bir tavır takındıklarını ifade etmek yanlış olmayacaktır.
Çocuk sahibi olmak, anne ve babaya yaşlılığında bakmak, engelli vatandaşların önceliğini kabullenmek, gazilerin yaşamlarını kolaylaştırmak, aile bağlarının gelişmesini sağlamak ve en basitinden günümüzde kendi toplumumuzda hala tartışma konusu olan toplu taşımada hamile bayanlara yer verip vermemek gibi değerlere yönelik yabancı olan ve bu yabancılılığı kendince haklı sebeplerle savunan bir nesille karşı karşıyayız.
Zamanla bu sürecin insan ilişkilerinde toplumları nereye götüreceğini kestirmek zor olsa da sosyolojik olarak artık kendi komşusunun kim olduğunu bilmeyen asansörde karşılaştığında sadece merhabalaşmaktan ibaret bir apartman hayatına zaten çoktan alıştık.
“Bireyselliği ön plana çıkartan nesillerin gelecekte yetiştirdiği nesiller nasıl olacak” sorusu merak konusu iken bireyselliğin yanında değerlerin de ortadan kalktığı bir toplumda neler ön plana çıkacak yaşarsak öğreneceğiz.