Ramazan’da bile darmadağın olmayı başarıyoruz. Ramazan ayı ibadet ayı olmaktan çıkmış sanki. Eline kalem alan herkesin karşısındakine ayar verdiği bir ay haline gelmiş.
Müslüman Müslüman’a ayar veriyor; orucu düzgün tut ha, diyor.
Müslüman olduğu halde oruç tutmayan; beni yargılama işine bak, tutuyorsan tutuyorsun bana ne, diyor. Yargılama diyor ama hemen akabinde, oruç tutuyorsun da ne oluyor sanki deyip sıralamaya başlıyor gördükleri noksanlıkları. Sanki kendisi yargılamıyormuş gibi.
Müslüman olduğu halde orucunu tutmayana da orucunu tutan ayar veriyor. Güzellikle davet etmek yerine, iğneleyici sözlerle iyice zıvanadan çıkarmaya çalışıyor oruç tutmayanı, tutacağı varsa da mani oluyor.
Bir de Ramazan ayını ranta çevirenler var, Müslümanların bir kısmı bunlardan hiç hoşlanmıyor.
Bir kısmı ilgiyle takip ediyor, bir kısmı da ‘neden onlar da ben değilim’ diyor el altından.
Fakirlere sabretmesini, az ile kanaat etmesini, şükretmesini öğütleyen zengin vaizlerden, zengin sunuculardan, zengin televizyon programcılarından tabii ki kimse hoşlanmaz.
Ama gel gör ki, bu durum kimsenin umurunda değil, herkes alacağı paraya, programının reytingine bakıyor.
Bir kısım daha var, Üstad Necip Fazıl’ın “Kaba softa ham yobaz” olarak nitelendirdiği güruh. Bunlar da yapıp ettikleriyle Müslümanlara zarar veren sözümona aydın kesimi.
Ayetleri tahrif edenler, Hadisleri, sünnetleri ti’ye alanlar, başkalarına itaat etmeyin, başkaları sizi kandırır deyip sadece kendilerine itaat edilmesini bekleyen kökü dışarıda vücudu burada, neidüğü belirsiz şeytandan daha kibirli tipler.
Bunlar doğru yolun sapkınları…
Bir de yolu da eğri, fikri de sapkın, kendisi de meymenetsiz tipler var.
Rüşvet desen onlarda, torpil, adam kayırma, kendisi gibi düşünmeyene hayat hakkı tanımama, her türlü ahlaksızlık, taciz, tecavüz, sapkın ilişkiler onlarda. Başka fikirlere sıfır tahammül onlarda…
Özgür değiliz deyip her türlü özgürlüğü tepe tepe kullanan da onlar.
Biz gelirsek, diye yılan gibi tehdit dilini kullanarak içlerindeki kinini her fırsatta kusan onlar…
Ne yapıyor peki bunlar?
Ramazan gelince birden nasıl oluyorsa ahlak abidesi kesiliveriyorlar başımıza.
Aynada kendilerine baksalar ne kadar zifiri karanlık olduklarını görecekler ama Müslümanlara çamur atmak için her yolu denemekten geri kalmıyorlar.
Orucu neyin bozup neyin bozmadığı konusunda iğneleyici laflarla güya Müslümanlara ayar vermeye çalışıyorlar.
Kendileri bataklıkta ama muhalif olmanın da rahatlığıyla önüne gelene kara çalmaya çalışıyorlar.
Bir kısım ezik Müslümanlardan da bunlara çanak tutanlar var.
Yönetimleri altındaki tüm belediyelerden pislik akıyor, her gün rüşvet, yolsuzluk, taciz, tecavüz haberleri ayyuka çıkıyor ama bağırarak konuştukları için kimsenin bunlardan haberi yok sanıyorlar ve kendilerini sütten çıkmış ak kaşık zannederek herkese ahlak dersi vermeye çalışıyorlar.
“Güneşi ceketinin astarında kaybetmiş marka Müslümanlar.” Birbirine düşmüşken fırsattan istifade edip sürekli saldırıyorlar.
Müslümanlar sağlam bir kale oluşturup bunlara karşı topyekûn mücadele veremiyor ve maalesef her Ramazan bu kifayetsiz muhterislerle uğraşmak zorunda kalıyoruz.
Sanki bir araya gelmeye değil de dağılmaya programlanmış gibiyiz.