Çocuklarımıza mahremiyet eğitimi verirken dikkat etmemiz gereken en önemli nokta onların duygusal gelişimlerine zarar vermemektir. Toplumumuzda sık kullanılan ayıp, günah gibi kelimeleri kullanmak çocuklarımızda bilinç oluşturmak yerine duygusal anlamda gerginlik ve kaygı yaşamalarına ve bu hisleri bilinçaltına atmalarına yol açmaktadır. Önemli olan farkındalık geliştirmektir. Bu nedenle çocuklarımıza bir şeyin neden uygun olmadığını, neden mahremiyete aykırı olduğunu veya neden yapmaması gerektiğini mutlaka onun anlayacağı dille izah etmeliyiz. Bunu yaparken de en iyi yöntem model olmaktır, böylece mahremiyet eğitimi doğal bir şekilde çocuğa kazandırılmış olur.

Çocuklar iki yaşına kadar dürtüleriyle (id) hareket etme eğilimindedir, her şeyi denemek isterler ve kendilerine neyin zarar vereceğini pek fazla idrak edemezler. İki yaşından sonra egonun gelişmeye başlamasıyla mantıklı ve bilinçli biçimde kendilerine yararlı olanları ayırt etmeye başlayabilirler. 5 yaşından sonra ise artık toplumsal kuralların farkına varabilir, ahlaki değerlere uygun davranmaya başlayabilirler. Çünkü vicdan gelişimi hızlanır ve süper ego gelişir. Bu nedenle bu yaşlardan itibaren yapmaması gereken ve mahremiyete uygun olmayan durumları, gerekçeleri çocuklarımıza izah ettiğimiz takdirde onlardan uygun bir karşılık bulabiliriz.

Anne babası da olsak, çocuğumuzu istemediği bir durumda zorla öpmeye, dokunmaya, sevmeye çalıştığımızda çocuğumuzda “ne yaparsa yapsın kendini koruyamama” algısı oluşacağı için zamanla bunu tanımadığı yabancı yetişkinlere de geneller ve kendini koruma refleksi geliştiremez. Bu nedenle çocuğumuz istemediğinde onu öpmemek, onu kucaklamamak ve fiziksel temas kurmamak onun yararına olacaktır. 2 yaşından itibaren çocuğumuza genital bölgelerinin gizlenmesi gerektiği ve başkalarına göstermenin uygun olmadığı anlatılmalıdır. Bu bölgelere de annenin dışında başkalarının dokunması önlenmelidir. Anne de sadece bakım ve temizlik sürecinde bu bölgelere dokunmalı, onun dışında oyun veya şaka amaçlı, hiçbir şekilde çocukların cinsel organlarıyla temas edilmemelidir.

Çocuklarımıza mümkün olduğu en erken yaşta vücudunu temizlemesi öğretilmeli, öz bakım becerilerini yerine getirecek konuma gelmesi sağlanmalı ve böylece başkalarının bakımına muhtaç olmayacak düzeye getirilmelidir. Çocuklarımızla cinsel bölgeleri ile ilgili şakalar yapmamalıyız, onları severken cinsel bölgelerini teşhir etmelerini istemek çok büyük bir yanlıştır. Çocuklarımızı çıplak bir şekilde evin dışına göndermemeli, bizler de büyükler olarak buna hem ev içinde hem de ev dışında riayet etmeliyiz. Giyinme ile mahremiyet arasında büyük bir ilişki vardır, sistematik duyarsızlaşma ile yavaş yavaş nesil çıplaklığa alışmaktadır. Küçükken çıplak olsun bir şey olmaz, büyüyünce değişir, mantığı bizi bu hale getirmiştir. Çocuk çıplaklığa yani mahremiyete uygun giyinmemeye küçük yaşlarda alışırsa onu ileride değiştirmeye çalışmak nafile bir çabadır.

Hem kendimiz hem de kardeşleri çocuklarımızın odalarına girerken onlardan küçük de olsa izin almalı ve böylece mahremiyet algısının gelişmesine zemin hazırlamalıdır. Kıyafet ve aksesuar seçiminde çocuklarımızın mahrem bölgelerini ön plana çıkarmamalıyız. Aldığımız elbiseler onların yaş ve cinsiyetlerine uygun olmalıdır. Özellikle günümüzde küçük çocuklara giydirilen bazı kıyafetler teşhirci yönler içermektedir. Küçük çocuklara asla makyaj yapılmamalıdır. Bu bir tür çocuk istismarıdır.

Çocuklarımızın giyim kuşamları kadar okudukları kitaplar ve izledikleri programlara, takip ettikleri sanal sitelere ve sosyal medya platformlarına karşı son derece dikkatli olmalıyız. Özellikle sanal ortamlarda her türlü tehlikeli içeriğe rahatlıkla ulaşılabilmektedir. Ebeveynler olarak bizler de hiçbir sosyal medya ortamında çocuklarımızın resim ve videolarını paylaşmayalım. Reşit olmadıkları için onların onayı alınmamış olur ve ileride bu nedenle bir sorun yaşadıklarında sorumlusu yasal anlamda da moral anlamında da biz oluruz. Sosyal medyada çocukların teşhir edilmesi bu çağın en büyük sorunlarından birisidir.

Selametle…