İnsanın olduğu her yerde sorunlar olur, bu sorunlar sadece bireyi etkilemez. Bir sosyal yapıda kurallara ve değerlere uygun olmayan davranışlar bireysel hak ve özgürlükler çerçevesinde değerlendirilemez. Çünkü kamunun ve toplumun da hakları vardır, hiçbir birey bu hakları gasp etme yetkisine sahip değildir. Günümüzde sanki biraz böyle oluyor, ahlaksız davranışlara karşı geniş kitlelerden ses gelmedikçe sesi çıkanın haklı olduğu bir ortam oluşuyor. Bu ahlaksız ve yozlaşmış davranışlar ilk başlarda cılız ve görünür olmasa da suçun ve ahlaksızlığın insan nefsine her zaman cazip geldiği düşünülürse belli bir süre sonra sirayet ediyor. Yaygınlaşıyor ve zamanla ilk başlarda çok anormal gördüğümüz birçok gayriahlaki davranış zamanla norm haline geliyor, normalleşiyor.

Kötülüğü ve ahlaksızlığı değerlendirmede evrensel ölçütler vardır. Hem evrensel hem de milli değerlere göre aile kutsaldır, gençlerin sağlıklı yetişmesi tüm toplumların en önemli ödevidir. Ahlak dışı ve sorunlu, suça teşvik eden eğilimleri önleme noktasında devlet ve millet olarak son derece hassas davranmalı ve radikal önlemler alarak bunların önünü kesmeliyiz. Suçun ve ahlaksızlığın sirayet edici ve bulaşıcı olduğunu unutmamalıyız.

ABD’nin New York şehrinde çok sayıda belediye başkanı görev yapmıştır ancak bunlardan hiç birisi Rudy Giuliani kadar hafızalara yer etmemiştir. 1994-2001 yılları arasında bu şehirde başkanlık yapan Giuliani, göreve başladığı New York’ta uyuşturucu, gasp ve çete suçları kontrolden çıkmış bir durumda ve dünyada ilk sıralarda idi. Giuliani, sadece birkaç yıl içinde bu çeteleri ve suçları neredeyse yok denecek kadar az bir orana düşürmeyi başardı. Gazeteciler kendisine “Olumsuzluklarla mücadeleyi nasıl başardınız?” sorusunu sorduklarında Giuliani muhteşem bir cevap verdi:

“Suçun kökenine inmelisiniz ve asla küçük de olsa hiçbir suçu mazur görmemelisiniz. Terk edilmiş bir binayı haya edin. Bu binanın camlarından birisini kırsanız ve hemen tamir ettirmezseniz birkaç gün içinde oradan geçen herkes binanın camlarını taşlamaya başlar ve kısa sürede o bina tanınmaz hale gelir. Benim tek ilkem -her zaman ilk kırılan camı incelemek ve tamir ettirmek oldu-. Birisi bir elektrik direğinin dibine bir çöp torbası bıraktığında hemen onu uyarıp onu oradan kaldırttım. Eğer birkaç saat içinde o çöpü oradan kaldırmazsanız orası kısa sürede çöp dağına dönüşür. Ben ilk çöp koyulduğunda müdahale ederim ki orası çöp dağına dönüşmesin. Birisi metroya biletsiz bindiğinde bunun karşılığını hemen ona verdirttim ve bunu herkese ilan ettirdim. Bir kişiyle ne olacak ki diyemezsiniz, bu bir kişi duyulunca herkes aynısını yapmaya çalışır, çünkü suç cezbecidir. Hatta apartman girişlerine işeyenlere bile gereken cezayı verdim. Cam kırıldığında, çöp koyulduğunda veya metroya kaçak binildiğinde müdahale gelmezse orada yaşayanlar otorite boşluğu olduğunu düşünür ve herkes keyfine göre davranmaya başlar.  Kısa bir süre sonra da orada kuralsızlık oluşur ve polis bile artık oraya giremeyecek duruma gelir. Ama ilk suçu ve suçluyu takip edip hemen gerekeni yaparsanız insanların otoriteye ve kanuna güveni sarsılmaz, herkes kurallara uymak zorunda hisseder kendini. Ben böyle başardım suçu azaltmayı.”

Aslında Rudy Giuliani bu başarısını, ABD'li suç psikoloğu Philip Zimbardo’nun 1969 yılında yaptığı Kırık Cam deneyini iyi okuyup uygulamaya koymasına borçlu. Bu deneyden ilham aldı Giuliani. Deneyi gerçekleştiren ünlü araştırmacı Zimbardo, yoğun cinayetlerin yaşandığı ve aşırı derecede yoğun suç oranlarının gözlendiği yoksul Bronx bölgesi ile yüksek yaşam standartlarına sahip bir bölge olan Palo Alto’da iki farklı deney yaptı. Her iki bölgeye de 1959 model bir Oldsmobile otomobil bıraktı. Araçlarda plak yoktu, kaputları yarı açıktı. Çevreye yerleştirdiği kameralarla her iki bölgede olup bitenleri dikkatle gözlemledi. Yoksulların yaşadığı ve suç oranının yüksek olduğu Bronx'taki otomobil bir haftaya kalmadan baştan aşağıya yağmalandı. Zenginlerin yaşadığı Palo Alto’da bulunan otomobile ise bir hafta boyunca kimse dokunmadı. Bunun üzerine Zimbardo ve iki öğrencisi otomobilin küçük kelebek camını bir çekiçle kırdı. Zamanla bu otomobil de tanınmaz hale gelmişti. Sonraları deney tekrarlandı ve kırılan hemen tamir edildiğinde arabanın yine sağlam kalabildiği görüldü. Araştırma sonucunda Zimbardo şu tarihi notu düştü: “İlk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemelisiniz. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz.”

Selametle…