Çocuğunuz hangi rengi seviyor? Öğretmenlerinin adı ne? Onları seviyor mu? Çocuğunuzun en iyi arkadaşı kim? Büyüyünce hangi mesleği yapmak istiyor? Çocuğunuz iyimser mi? Karamsar mı?

Evet bu sorular böylece uzayıp gider. Soruların cevabı ise sağlıklı ve bilinçli iletişimle alınır.

Sevgili okurlarım; biliyorum çoğunuz yoğun iş temposu içindesiniz. Aklen ve bedenen yorgunsunuz. Evin ihtiyaçlarına, eşlerinize, çocuklarınıza olan maddi sorumluluğunuz derken aslında büyük bir maratonun içindesiniz.

Peki bu koşturmacada birbirinize ne kadar kaliteli zaman ayırabiliyorsunuz? Çocuğunuza olan sorumluluğunuz sadece harçlık vermek, ders çalış demek, kıyafet almak, telefon-tablet almak, okul taksitini ödemek, kırtasiye ihtiyaçlarını gidermek vs. midir?

Hayır…

Sizlere çok basit ve çok etkili harika bir tavsiyem var. Ailelere telkin ettiğim ve çok güzel dönütler aldığım bir yöntem.

Aile Toplantısı. Nedir bu aile toplantısı? Konusu nedir? Ne işe yarar? Ne zaman yapılır? Hemen açıklayayım:

Tüm fertlerin evde toplandığı, yemeklerin BERABERCE hazırlanıp yendiği, bulaşıkların yıkandığı ve elinize kumandayı alıp çayınızı yudumlamaya başladığınız andır aile toplantısı zamanı. Aman ha korkmayın! Diziniz, filminiz, maçınız, yarışma programlarınız sonsuza dek iptal olmayacak. Birbirinize ayıracağınız maksimum bir saatlik zaman diliminden bahsediyorum.

Salonunuzda tüm uyaranları bir saatliğine uzaklaştırın. Telefonları sessize alın. Televizyonu, bilgisayarı, tabletleri kapatın çünkü; birbirinizin gözlerinin içine bakarak birbirinizi dinleyeceksiniz. Aslında biz ebeveynler için çok önemli olan bu toplantıyı çocuğunuza aile saati olarak tanıtacaksınız.

Farz edelim çaylar içiliyor ya da meyveler yeniliyor. Herkes bir arada. Baba başlıyor anlatmaya gün içinde yaşadığı deneyimleri. Akabinde anne söz alıyor. İşlerinden, arkadaşlarından, dostlarından bahsediyor. İşte tam bu noktada çocuk önemli bir insan olduğunu düşünüyor. O ZAMAN BEN DE ANLATAYIM…

Çocuğunuzun bilinçaltına verdiğiniz olumlu sinyallerle onun iç dünyasını mutlaka keşfedersiniz. Bu aile toplantısını (aile saatini) mümkünse her gün, değilse gün aşırı yapın.

Lütfen onu can kulağıyla dinleyin. Sözleriniz iletişimizde engeller oluşturmasın. Örnek; emir verme ve yönlendirme yapmayın. Çocuğunuzu toplantıda aşırı uyarmayın ve gözdağı vermeyin. Yargılama, eleştirme, suçlama yapmayın. Çocuğunuzla konuşurken ad takmayın.

Çocuğunuzla bu tarz bir iletişime geçerseniz çocuğunuzun kendisini değersiz hissetmesine ve sevilmediği kanısına yol açarsınız. Çocuk kendini korumasız ve kırılmış hisseder. Kendisine inanmadığınızı düşünür. Toplantı sırasında öfkeyle cevap verebilir. Zamanla aile ile arası açılır ve öfke kontrolü problemi başlar.

Tüm bunlar yerine çocuğunuzu sakince dinleyin. Çocuk burada dinlenildiğinin ve önemsendiğinin farkına varacaktır. Olumlu davranışlar sergileyecektir. Eğer söylediklerinde olumsuz bir şey duyuyorsanız lütfen öğüt vermeyin eşinizle kendi hayatınızdan örnekler vererek anlatın. Çocuğunuz o an sizi dinliyor olacaktır.

Bu toplantılara belli bir süre devam edince artık çocuğun beyninde şu düşünceler oluşmaya başlar:

Sorumluluk almalıyım. Evdeki kurallara uymalıyım. Aileme her şeyimi anlatmalıyım.

Maalesef aksi durumda çocuklar sırlarını sosyal medyada hiç tanımadıkları insanlara anlatır ve onların dediklerini uygular.

Unutmayın sevgili okurlarım çocuk yetiştirmek bir sanattır. Anne ve babalar ise bir sanatçı.