Bu ülkede CHP farklı bir parti, CHP zihniyeti ayrı bir zihniyet, CHP’liler de ayrı bir kitle!.. Bu ülkenin insanlarıyla, bu ülkenin değerleriyle hep sorunları var. Milletin gündemiyle CHP’nin gündemi hep farklı olmuştur; hiç milletin sıkıntıları CHP’nin sıkıntısı, milletin üzüntüsü CHP’nin üzüntüsü, milletin sevinci CHP’nin sevinci olmamıştır.
Millete güvenmemişlerdir hiçbir zaman, hep şüpheyle bakmışlardır; kendilerini bu milletten hep en az bir gömlek üstün görmüşlerdir. Tek parti döneminde milleti hiç adam yerine koymamışlardır, milleti ilgilendiren tüm kararları CHP ve CHP’liler almış; sonra da milletten o kararlara uymasını istemişlerdir. Çok partili hayata geçtikten sonra ise hep milletin kendilerini anlamadığından şikâyet etmişler, milleti “bidon kafalı, göbeğini kaşıyanlar, irticacılar, kökten dinciler, yobazlar, köylüler” vb. aşağılayıcı sıfatlarla yaftalamışlardır. Sandıktan çıkan sonuçları hiçbir zaman olgunlukla karşılamamışlar, seçimlerden sonra hep bir bahaneyle milleti aşağılamışlardır. Seçimlerden önce millete şirin görünmeye çalışıp diğer partiler gibi halka yakın olmaya çalışmışlar, ama ne zaman ki seçim sonuçları istedikleri gibi çıkmamış, onlar da hemen seçim öncesindeki şirin görünme, halka ve tercihlerine saygı duyuyormuş gibi davranma rolünü bırakıp özlerine dönüp millete cephe almışlardır.
Cumhuriyet tarihine bakın, millet için ne kadar sıkıntılı dönem varsa hepsinde bir şekilde CHP’nin dahli vardır. Ya sorunun kaynağı CHP’dir ya da yangının üzerine körükle giderek sorunu büyütmüştür. Toplumun kanayan bir yarası varsa yarayı sarmak yerine hep o yarayı kaşıyıp sürekli kanamasına sebep olmuştur. Örnek mi istiyorsunuz? Bu ülkede yaşanmış 1960 darbesi, Maraş Olayları, Sivas Madımak Oteli olayı, Çorum Olayları, 28 Şubat süreci… CHP, bu yaşanan olayların hayatın normal akışında çıkmış olaylar olmadığını tabii ki de biliyor!.. Ama ne yapıyor? Bu olayların yıl dönümü geldiğinde o olaylardan etkilenmiş olan taraflardan birini tutarak karşı tarafı sürekli tahkir eden, aşağılayan, peşinen suçlu ilan eden bir tutum sergiliyor. Tarafların olayı unutup tekrar bir arada yaşama kültürünü kazanması için değil, ayrışması için çabalıyor âdeta… Sivas Madımak Olaylarını canhıraş şekilde gündemde tutup oradan hareketle İslami camiaya ha bire saldırıyor fakat Başbağlar Katliamı ile ilgili kılı kıpırdamıyor mesela… Bu duruşla, bu dille nasıl toplumsal barışı sağlayacaksa?
Elinden gelse halksız seçim ya da seçimsiz demokrasi sistemi kuracak ülkede… Demokrasi, onlar için kendi tercihlerine hizmet ediyorsa makbuldür; etmiyorsa seçim sonuçları fasa fisodur, sandık demokrasi göstergesi değildir.
Şimdi gündemde olan Cumhurbaşkanlığı ile ilgili Anayasa değişikliğinin millete götürülmesine de sırf istedikleri sonucu alamayacakları için karşılar. Çünkü millete güvenmiyorlar, çünkü kendilerine güvenmiyorlar, çünkü biliyorlar ki milletin tercihiyle kendi tercihleri aynı olmayacak!.. Yoksa millete götürülecek anayasa değişikliğine niçin bu kadar karşı olsunlar…
CHP’ye kalsak her şeyi tek parti döneminde dondurup hiçbir yenilik yapmamalıyız, çünkü CHP millet için en iyi sistemi o dönemde kurmuştur ve ilelebet de değiştirmeye gerek yoktur.
İlericilik bu olsa gerek!..