Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren her anlamda bu ülkenin kaynaklarını kullanan ve muazzam bir şekilde gelir eden ailelerin varlığı herkesin malumu.

Bu ailelerin klişe tabirle Beyaz Türkler olarak adlandırılmasının yegâne sebebi gerçek anlamda Anadolu kültüründen ve değerlerinden uzak bir şekilde Batı kültürü etkisinde yetişmiş olmaları diyebiliriz. Eğitimden kültüre kadar sahip olduğu değerleri önemsemeyip daima yüzünü Batı’ya dönük tutan ve bununla kendi ülkesinin insanına karşı gururlanan bir kesimle karşı karşıyayız.

Aldıkları yüksek eğitimin etkisi ile Anadolu insanını devlet ve siyaset ikilisinden anlamadıklarını varsayıp demokrasiyi kendilerine has bir şekilde yorumlamaları sahip oldukları kibirlerini ortaya çıkarıyor. Özellikle bütün seçim zamanlarında bu kibirler farklı maskelerde kendini gösterse de hepsi yıllardır değişmeyen aynı düşünce kalıplarının birer ürünü olarak karşımızda duruyor.

Yüksek gelir ve aldıkları yüksek eğitimle bu ülkenin en güzel yerlerinde yaşayan Beyaz Türkler’in yanında kendini Beyaz Türk olarak göstermeye çalışan ama hiçbir zaman zengin ailelerin yaşadığı standartlarda yaşayamayıp yüksek gelir elde edemeyen ama düşüncede ve yaşamda Beyaz Türkler’i taklit eden bir kesimin de varlığını hissediyoruz.

Batı nezdinde tek övünç kaynağı Batı’yı çok iyi taklit edebilme becerisi ile gösteren Beyaz Türkler’e karşılık, Beyaz Türkler’i çok iyi taklit edebildikleri kadar medeni olduğunu düşünen bir kesim Anadolu’da referandum öncesi kendini açığa çıkartıyor.

Neden ‘Hayır’ sorusuna ‘Ben laik, demokrat ve çağdaş’ bir insanım sözü ile kibirli bir şekilde cevap vererek övünen insanların takındığı tavır, sonrasında evet diyenleri cahillikle suçlamayla son buluyor. Referandum maddelerini okumadan yapılan yorumları gördüğümüzde kendinden olmayan insanların iktidarı ve o iktidarın getireceği her şeyin işe yaramayacağı düşüncesi bariz kendini gösteriyor. Ülkesine saldıran teröristlerle neden aynı düşüncede olduğunu sorgulamaya bile ihtiyaç duymazken savunma mekanizması olarak ‘Atatürk, İzmir Marşı ve Geleceğimiz için Hayır’ kavramları ile yeni sisteme dair edinmediği bilgileri gizlemeye çalışıyor.

Bu ülkede Cumhuriyet’in kuruluşundan beri ayrıcalıklı olduğunu düşünen bir kesimin cahilliği ilk kez bu kadar açığa çıkarken küçümsedikleri Anadolu kültürü ve Anadolu insanı emin adımlarla ülkesi için gerekli birikim ve medeniyeti kendi özünden uzaklaşmadan inşa etmenin mücadelesini veriyor. Ve o mücadelenin sonucunu taçlandırmak için 16 Nisan’ı dört gözle bekliyor… 

Beyaz Türkler’i çok iyi taklit edebildikleri kadar medeni olduğunu düşünen bir kesim Anadolu’da referandum öncesi kendini açığa çıkartıyor…