-Doğumların En Kutlusu Vesilesiyle-

O’nun ahlâkı ne güzeldi,

Mübarek yüzü hep güleçti,

Tebessüm ederdi insanlara,

Musafaha ederdi karşılaşınca,

Hal hatır sorardı onlara…

Derdi varsa dinlerdi, 

Sabır dilerdi onlara.

Sevinci varsa paylaşırdı,

Asla haset etmezdi,

Tebrik ederdi onları,

Sohbet ederdi onlarla.

Konuşurken bal akardı ağzından,

Yavaş yavaş konuşur,

Tane tane çıkardı kelimeler lisanından,

İnciler gibi dökülürdü her biri…

Herkesin anlayacağı şekilde konuşur,

Lafı uzatmaz,

İnsanı usandırmazdı.

“Daha konuşsa” derdi dinleyen,

Tadında bırakırdı her şeyi.

***

Ağlardı bazen;

Bir garip görünce,

Bir acıya şahit olunca,

Ya da bir ızdırabı dinleyince.

Hemen yapardı gerekeni,

Yardımsa yardımı,

Dua ise duayı…

***

Ne güzeldi O’nun ahlâkı,

Tebessüm ederdi daim,

Hiç kızmazdı kimseye,

Senin içinse o başkaydı.

***

Tevazu idi O’nun işi,

O da koyunlar gütmüştü…

Evinin işlerini görür,

Eşlerine yardım ederdi.

Bir çocuk tutsa elinden,

Ayırmazdı yanından…

Dinlerdi onu gönülden,

Gönül alırdı derinden.

Bir adam çıkıp gelse mescide,

Kusuru olsa edebde, görgüde,

Sabırla dinlerdi sualini,

Güzelce verirdi cevabını…

Gazaplanansahabilerine,

Sabır dilerdi hemence…

* * *

Senin için ağlardı O,

Gözyaşları çağlardı O’nun,

Azabından affına,

Gazabından rızana sığınırdı.

Geceleri uzunca,

Kıyamda durur,

Ayakları şişerdi.

Rahmetini umar,

Mağfiretini dilerdi.

“Şükredici bir kul”

“Olmayayım mı” derdi.

En çok çırpınışları,

Ümmetine idi.

“Asılırdı adeta,

Onların eteklerinden,

Ateşe düşmesinler diye.”

Bunun içindi gayretleri,

O idi en güzel Hidâyet Rehberi.

Şefkat ve merhamet doluydu.

Bunun içindi ki;

Kendisini taşlayanların,

Hidayetine dua ederdi.

Onların helâkı için gelen meleğe,

“Rahmet Peygamberi” olduğunu söylerdi.

***

Rızanı en önde tutardı O.

Senin için kınanmaya,

Hiç aldırış etmezdi.

Dünyaya ve dünyalığa,

Asla sevgi beslemezdi.

***

Senin sevgindi O’nun işi,

Senin muhabbetindi O’nun derdi.

Seni sevenleri çok severdi,

Onlar da O’nun yoluna,

Canlarını verirlerdi.

Gözlerinin içine bakar dururlar,

Emrine âmâde olurlardı.

Başlarında kuşlar varmışçasına,

O’nu dinlerlerdi.

O’nu görmeden,

Sükûna ermezlerdi.

Çünkü O insanlığın,

En güzeliydi.

En şefkatlisi,

En merhametlisi,

Dostların zirvesiydi.

***

O’nu sevdir, O’nunla sevindir.

O’na uymakla yüzüm güldür.

Senin sevgine ulaşmak da,

Ancak bununla mümkündür.

Bu ümmete O’nun yoluna,

Hakkıyla yapışmayı ve

Beraberlik içerisinde,

Başarıdan başarıya koşmayı,

Kâfir ve zalimlere karşı,

Zaferler kazanmayı,

Nasîb eyle Allah’ım!

***

Her an duâm odur ki,