“Ben ailenin tek erkek çocuğuyum. Erkeğim diye annem beni el bebek gül bebek büyüttü. Anneme ‘Yanında yatacağım’ derdim o da bana ses çıkarmazdı ve birlikte yatardık. Babamdan daha çok annemle beraber oldum. Annem kötü söz öğrenmeyeyim diye sokağa hiç göndermedi. Akranlarımla oynayarak erkek çocuk gibi davranmayı öğrenemedim. Cinsiyet algısı, rol modelle pekişir. Oysa benim hemcinslerimle ilişkim okul dışında neredeyse hiç olmadı. Babamla baş başa hiç zaman geçirmedik çünkü annem beni babama bırakmadı. Babam bir yanlışıma kızsa annem bana kol kanat gerdi. Annem yaptıklarımı destekledikçe de, yaptıklarını doğru zanneden bir genç oldum. Evde güçlü bir aile reisi yerine, dediğini yaptıran baskın bir anne vardı ve aşırı şefkatiyle hepimizin dengesini bozdu. ‘Oğlum şu yanlış onu yapma’ demediği için, yanlışlarımı göremedim.”
“Okulda erkeklerin sert ve bağırıp çağırarak oynamaları, benim alışık olmadığım şeylerdi. Ben kibar bir kız gibiydim. Kızlar erkekler gibi kaba, haşin ve kavga eğilimli değillerdi. Ben farkında olmadan kızlara daha çok yakınlaştım, onlarla oturup kalktım. Evde durdukça, anneme yardım ediyordum ve ev işleri bana kolay geliyordu. Bir de eve gelen misafirler, ‘Maşallah, kız gibi, eli ne güzel işe yatkın’ dedikçe, bendeki kız eğilimi açığa çıktı. Annemin arkadaşlarıyla oturmak, babamın yanında durmaktan daha iyi geliyordu bana. Erkekler bana güçlü kuvvetli ve çekici gelmeye başladılar. Bir kız gibi erkeklerden hoşlanmaya başladım. İşler çığırından çıktı ve ben artık kendimi kız gibi hissetmeye başladım. Annem bana evlilikten söz ettikçe kızarıp bozarıyorum, ne diyeceğimi bilemiyorum. Benim şu anda hoşlandığım bir erkek var. Bunu düşündükçe utanıyorum, bunu kime nasıl anlatırım bilemiyorum. Annem babam bunu duysalar üzüntülerinden kahrolurlar fakat beni yetiştirme biçimine baktığımda başka bir sonuç beklenemezdi diye düşünüyorum.”
“Şimdi, erkek gibi yaşamak nasıl olur bilmiyorum. Hatta ‘Buralardan uzaklaşıp cinsiyet değiştirebilirim’ diye de düşünüyorum. Eşcinsel olanların yaşayışlarına bakıyorum, normal bulmuyorum. Bu durumun toplumsal sonuçlarına bakıyorum, tam bir felâket. Diyelim ki ameliyatla kız oldum, sonra ne olacak? Hiçbir zaman anne olamayacağım, gerçek bir cinsel hazzı hiçbir zaman yaşayamayacağım. Hep hormonal destekli bir hayatım olacak. Adım ‘Dönme’ olacak ve erkek olduğumu başkaları bilmese bile ben bileceğim. Belki de hiç evlenemeyeceğim. Normal bir erkek beni kabul etse de, anne olamayacak, gerçek bir cinsel organı olmayan bir kızı niye alsın? Benim gibilerin grupları var fakat onlar da benim gibi. Onlarla ne yapsam haram olacak. Çünkü, ortada din, haya, utanma kalmıyor. Hatta Allah’ın (cc) haram kıldığı bir şeyi normalleştirmek bana korkunç geliyor. Realitem ile gerçekler arasında sıkıştım kaldım. Şu anda annemden ve babamdan nefret ediyorum. Bir girdabın içindeyim, bunun çözümü var mı?”
Evet, bu durumun bir çözümü olabilir çünkü farkındalık ve çözüm arayışı var. Önce hacamat ve sülük tedavisi, sonra bir doktor ve psikolog eşliğinde hormonal testler, şema terapi, kognitif ve davranışçı terapi vb. uygulamalar ile algıda normallleştirme çalışmaları yapılır. Yediği gıdalar, ailedeki tutumlar ve çevrede yeni düzenlemeler yapılır. Bu seanslarda, Allah’a (cc) güvenerek, sabır ve sebatla yol alınabilir. Eşcinselliğin sebepleri farklı olabiliyor ve bazı çeşitleri tedavi edilebiliyor. Bunun sonuç alınmış örnekleri mevcuttur.