Gün geçmiyor ki bir çocuğun kaçırılarak öldürüldüğü ve tecavüz edildiği haberlerini duymayalım. Bunlardan sonuncusu Ankara Polatlı’da kaçırıldıktan sonra cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Eylül.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ yeni dönemde katillerin hadım edileceğini duyurdu. Eylüller hayatlarının baharında vahşice katledilirken failleri ise hadım edilerek hapishanelerde beslenmeye devam edilecek. Hiçbir vicdan bunu kabul edemez, hazmedemez. Çocuk katilleri ve tecavüzcülerin hak ettikleri cezayı artık cezaevinde “şişlenerek” değil, devletin eliyle darağacında sallandırılarak verilmesini istiyoruz. Bu talep bir kesimin değil, neredeyse 80 milyonun tamamının ortak arzusudur. Zira idam haricinde hiçbir ceza adaleti hakkıyla tesis edemez, kurban yakınlarının yanan ciğerlerini soğutamaz.

İÇİMİZDEKİ PKK SEVİCİLERİ BİTMEDEN KANDİL SÖNMEZ!

Doğubeyazıt’ın Türkmen köyünde bakkal işleten, seçimlerde AK Parti’nin sandık müşahitliğini yapan, 10 çocuk babası Mevlüt Bengi kaçırıldıktan sonra elektrik direğine bağlanmış ve başından vurulmuş halde bulundu.

Bu infazın PKK tarafından yapıldığını dile getirdiğimizde, “kaynağınız ne, PKK böyle infaz yapmaz, insanları yalan söyleyerek kandırıyorsunuz” itirazlarına muhatap olduk.

Kurban eti dağıtırken kıstırdıkları, 3 katlı binanın balkonundan attıkları, başını taşla ezdikleri, cesedini yaktıkları, zılgıtlar eşliğinde arabayla üzerinde geçtikleri Yasin Börü’yü; evine ekmek almaya giderken PKK’nın patlattığı bomba ile vücudu paramparça olan 7 yaşındaki Fırat Simpil’i; bayramın birinci günü evinin kapısını misafir kılığında çalıp, oğlunun gözü önünde öldürdükleri AK Partili Ahmet Budak’ı ve daha nice masumu vahşice ve alçakça katledenler bunlar değilmiş gibi PKK’yı aklamaya çalışıyorlardı.

PKK, bu olayın üzerinden 3 gün geçtikten sonra “AK Partili olduğu için değil, kendilerini ihbar ettiği için öldürdüklerini” söyleyerek infazı üstlendi. Olayın ilk duyulduğu andan itibaren “PKK böyle bir şey yapmaz” diyenler örgüt infazı üstlendikten sonra “ihbar etmişse ölümü de hak etmiştir” diyerek bu sefer cinayeti meşrulaştırma yoluna gittiler. Arsızlıkta had sınır tanımayanların üstüne gitmediğimiz, hak ettikleri cezayı yargı önünde ödetmediğimiz sürece PKK işlediği her cinayeti kendine kâr bilecek ve yenilerine imza atmak için “meşru” bir zemin bulacaktır.

TOROS PKK’YA ÖLÜM DEĞİL CANSUYUDUR!

Sosyal medyada AK Parti’ye yakın bazı hesaplardan “Yeni SİHA’lardan birinin adını da Toros koyalım” talebi geldi. Maalesef bu talep azımsanmayacak bir karşılık buldu. Her türlü fail-i meçhul cinayetin pervasızca işlendiği, insanların bilinmeyen yerlerde en ağır işkencelere tabi tutulduğu o karanlık günlerin kirli sembolüdür Beyaz Toros. Bu uygulamalar PKK’yı etkisiz kılmak, bitirmek yerine daha da güçlendirmiş, teröre zemin hazırlamış, cansuyu olmuştur.

AK Parti’nin iktidar olmasıyla, Kürt ve PKK ayırımına gidilerek teröre karşı kararlı mücadeleye devam edilirken yasaklar bir bir kaldırılmış, hakların önü ise sonuna kadar açılmıştı. Bu haklı mücadele ile PKK’ya neredeyse kımıldayacak alan bırakılmamıştı.

Hal böyle iken hangi akılla haklı ve güçlü mücadelemiz geçmişin kirli sembollerine sarılarak gölgelenmek isteniyor? Bize düşen hafızalarda işkence ve fail-i meçhul ölümlerle yer edinmiş Torosları tarihe gömmek, kardeşliğimizi daha da büyütecek sembollere sarılmaktır.