Daha önce yazılarım içinde parçalarını yayınladığım şiiri nihayet tamamladım.

Huzurlarınızda Bella…

IArala bir akşam gün batımına kapını Gıcırdasın menteşesi

Asıp şiirleri duvara

Atıp kendimi divana

Sana sesleneyim en kavruk sesimle Bella çok yorgunum

Bin yıldır

Çok yorgunuz diye

Radyoda bir şarkı Pencerede bir saksı

İyi bak Bella

Bize de kalmıştır belki Hayatın

Ocakta tıkırdayan bir çayı

II

Biliyorum

Kilise, saray ve kambur

Seni günah gibi görüyorlar Kanını istiyorlar BELLA

Her gün kendi yüreğimi söküp O beyaz fistanına sürüp Saraya taşıyorum

Öldürdüm korkmayın diyorum Sende Korkma bella

biz Magripli çocuklar

Isınmak için Paris’i yakar Ateşten şiirler yazarız

İnadına seni anlatırız

Şehrin en mahrem türkülerine

Onun için diyorum

Göğsün diyorum

Bella şiirli bir liman Annesinin elini bırakıp

Senin yüreğine koşan

benim çocuk yüzüm inan

Acı haber tez gelir Nablus’tan Kefensizdir, kardeştir

Havalı sözler yazanlar anlamaz Tarih ve aşk aynı şeydir

III

Ah ! Nefesin Bella

Tuna boylarında koşan İstanbul’lu bir rüzgâr

Kalbimi üşüten zemheri

Güm güm güm

Yeniden vuruyor mehteri İkimizde çok güzeliz.

Bakma gözlerime demli çay gibi İçimi okuma,

Gir orda kal

Şairin z/aman/sızı Ortalığı karıştırma Bella

Tarihin sahipsiz kızı

IV

Duydum beni

Suriye’li çocuklara sormuşsun Sorarken üşüdün diyorlar

Sarıl bana

Şeria nehri şahit

Bir de

Yaver-i Fahri Hazret-i Şehriyarı Kim kimin cesedinde gizli

Sen ağlama diye susuyorum

V

Ne devrim

Kurtaracak

Ne ihanet yıkacak

Aşkla kalacak bir ülke çiziyorum Senin o deli gözlerinden

Esrik

Şehla

Serseri

Bir serçe su içer gibi

o şehirlerde

Acıların güzelleştirdiği Kadınsın sen

Kalbiyle konuştuğum Dudağıyla sustuğum Penceresiz odamda Manzara resmi gibisin sen

mesela

Yeni camide kıyamete kurulu

güneş saati Ayasofya’da kazaya kalan namazsın

Ne ben Fatih’im

Ne de sen Bizans’sın

Hadi bella

Gel payitaht’a

Dünya’ya koy postanı Gözlerinden baksın hayat Patavatsız,

Çocuksu

Aşk aslında

Bir kuşatma tutkusu İstanbul’landım sana yine Bella Kaçsın Avrupa’nın uykusu

Seni yazmak zordur Yasak olan adını Kül’den bir kalemle Gül’den bir kadını

Anla beni Bella

Kudüs düştüğünden beri Kendimi iyi hissetmiyorum