Karabük’te gençlerle buluştuk, kahvelerde oturduk sohbetler ettik. Bu sırada günlerdir yolda olmaktan dolayı aldığım soğuğa bir çare var mıdır diye eczaneye uğradığımda Beki Amca’yla tanıştık. “Ben seni nereden tanıyorum” diye başladı lafa; selamlaştık, hal hatır derken adı gibi tertemiz bir ağabeyimiz olan Beki Amca önce “Namazı kıldın mı” diye sordu ardından “Aç mısın” dedi. “Namaz da tamam, kursak da tamam” dedim başladı anlatmaya.

“Bu teröristlere nefes olmayın” dedi. “Allah korusun, yapar mıyız” diye cevap verdim. “Otur” dedi ve şöyle devam etti:“Bizim burada bir Cinci İhsan vardı, büyü bozar, musallat varsa onları kurtarır iyi de para kazanırdı. 50 sene geçti aradan. Öldü gitti. Millet imamdan Felak, Nas ve Ayet-el Kürsi okumayı öğrenince bu çok kızardı. ‘Tamam, onlar çare olur ama küçük cinlere, küçük büyülere çare olur. Şöyle büyük cinler, böyle tehlikeli büyüler var, siz göremezsiniz’ diye anlatırdı. Bizim caminin imamı rahmetli Bayram Hoca da derdi ki: ‘Bak bu Cinci İhsan öyle büyüterek anlatıyor ki, cinlerin musallat olacağı yoksa da bu böyle anlata anlata musallat eder. Büyü vardır ama tutmayacak büyüyü bu, anlata anlata tutturur.’ Cinci İhsan öldü, o gün bu gündür kimse cinlenmez buralarda. Şimdi siz gazeteciler öyle bir terörist anlatıyorsunuz ki, sizi televizyonda dinleyince zannediyorum ki şimdi kapıdan biri girecek, evde hanımla beni tarayacak. Cinci İhsan gibisiniz, ekmeğinizden olacaksınız diye öyle bir terör anlatıyorsunuz ki hepsi nefes alıyor sizin sayenizde. Devlet tam öldürecek, ama bir çıkıyor o yorumcular televizyona; bakıyorsun nefesi kesilmiş, düşecek olan terörist kalkıp koşmaya başlıyor. Allah’ını seversen; de bakayım bana ortak mısınız bunlarla? Parayı mı kırışıyorsunuz…”

Beki Amca’dan selamlar…

Karabük