Kısa adı EFSA olan Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi, yasama ve yürütme kurumları ile Avrupa Birliği (AB) üye devletlerinden bağımsız olarak çalışan AB tarafından finanse edilen gıda zincirindeki risklerle ilgili bilimsel tavsiye veren ve bilimsel bulguları halka iletme görevi olan bir ajanstır.
EFSA’nın 12 Aralık 2019’da yayımlanan raporunda, AB ülkelerinde 2018 yılı içerisinde 48.364 kişininzoonoz (hayvanlardan insanlara geçen)hastalıklardan etkilendiği belirtildi. Zoonoz hastalıkların, insanlara bulaşmasındaki yolların başında kirli gıda ve su tüketimi gelmektedir.
Yayımlanan raporda, 2018 yılı içerisinde AB ülkelerinde en sık görülen zoonoz hastalık kampilobakter enfeksiyonları olarak belirtilmiştir. Enfeksiyonlardan sorumlu tutulan gıdaların başında süt ve tavuketlerinin geldiği ifade edilmiştir. Toplamda 246.571 kişinin etkilendiği, 60’ının öldüğü kampilobakter salgınlarından, 15.210’u seyahat ile ilişkilendirilmiş olup bu vakaların büyük bölümünün Tayland, Türkiye ve Fas’a yapılan ziyaretlerden kaynaklandığı öne sürülmüştür.
Raporda, 2018 yılında AB ülkelerinde rastlanan ikinci en yaygın gıda kaynaklı hastalık olarak Salmonella enfeksiyonları yer almıştır. Yumurta, yumurta ürünleri ve pastacılık ürünlerinden kaynaklandığı belirtilen Salmonella enfeksiyonlarından 91.857 kişinin etkilendiği ve 119’unun hayatını kaybettiği kaydedilmiştir. Bu vakalardan seyahatle ilişkili olanlarından %72’sinin AB dışı ülkelere yapılan gezilerden kaynaklandığı belirtilerek %13 ile Türkiye listenin başında yer almıştır.
Kampilobakter ve Salmonella’yı, 8.161 vaka ile şiga toksin oluşturan E. coli, 6.699 vaka ile Yersinia, 2.549 kişinin hastalanmasına ve 229 kişinin ölümüne neden olan Listeria izlemiştir. Raporda dikkati çeken bir diğer husus ise, son yıllarda vaka sayısında 7-8 kat artış gözlenen Batı Nil Virüsü hastalığı olmuştur. Son bir yıl içerisinde 1.548 kişinin etkilendiği ve 137’sinin hayatını kaybettiği hastalığın kaynağı sivrisinekler olarak belirtilmiştir. Raporda yer verilen diğer hastalıklar arasında ülkemizde de büyük önem arz eden kist hidatid, brusella, sığır tüberkülozu ve kuduz yer almıştır.
Bu raporu okuyan herkesin aklına ilk olarak “ülkemizde durum nedir?” sorusu gelmektedir.
Akla gelen diğer bir soru ise, raporda belirtildiği düzeyde, seyahate ilişkin gıda kaynaklı hastalıklardan Türkiye gerçekten sorumlu mudur?
Farklı yorumlar yapmak mümkün olsa da, bilimsel olarak gıda ve turizm sektörümüzü savunabilmemizin yanı sıra gıda kaynaklı hastalıklarla mücadele ederek kayıpları en aza indirebilmemiz için elimizde bu hastalık etkenlerine yönelik yeterli verinin olması şart.
Peki elimizde yeterli veri var mı? Haftaya bu soruya yanıt arayacağız, şimdilik hoşça kalın.