“MİT TIR’ları davasında” kuryelik yaptığı gündeme gelince kendini 450 kilometrelik yola vurup aklanacağını zanneden Kılıçdaroğlu, şimdi de “hapse girmeye hazırım” palavrasını sıkarak “atletli” fotoğrafla caka satıyor…
Kemal bey siyasette “bir şey” olamayacağını anlayınca benden habersiz “kahraman” olmaya karar vermiş anlaşılan. “Kahraman” olmak kolay mı Kemal Bey? “Kahramanlık” senin istemenle olmaz. Sor bakalım “kahramanlık” seni istiyor mu?
“Kahramanlık” payesi halk tarafından verilir. Peki sen halkın “kahramanı” olmak için ne yaptın Kemal Bey?
Yürüyerek alamadığın “kahramanlık” payesini “atletli fotoğrafla” alacağını zannediyorsan çok büyük bir acziyet içindesin. Yürüyüşün ayakkabılarını “Koç müzesine” verdiğin gibi, “atletli fotoğrafını” da Aydın Doğan Vakfı’na bağışlarsın artık…
Kemal Bey, sen “kahraman” olma şansını baştan kaybetmiş bir adamsın. Selefi’nin “kasetini” eline alıp koltuğa balıklama atlayarak “kahraman” olma şansını kaybettiğini bilmiyor musun? Bir partinin genel başkanlık koltuğuna kasetle gelip “kahraman” olunduğu nerede görülmüş?
Sen halkın değil, ancak genel başkanı olduğun partinin “kahramanı” olabilirsin…
Terör örgütlerinin şehit ettiği “kahraman” asker, polis ve sivilleri bırakıp, bu örgütlerin sözcülüğünü yaparak “kahraman” olma rüyasından uyan artık. Platonik aşk yaşadığın PKK’nın elebaşlarından Duran Kalkan bile, “Kemal iyi, hoş adamdır, ama seçimde Erdoğan karşısında şansı yok” diye açıklama yaptı.
Halkın değil, ancak sözcüsü olduğun Kandil’in “kahramanı” olabilirsin…
Darbecilerin tankından kaçarak kahraman olunduğu nerde görülmüş? Millet, sokaklarda darbecilere direnirken “güvenli bir ev aramakla” kahraman olunamayacağını bilmiyor musun? Millet göğsünde darbecilerin kurşunlarını söndürürken, tank paletlerinin altına vücudunu sererken, televizyon seyredip, kahve içmekle “kahraman” olacağını zannediyorsan ya çok uyanık ya da çok aptalsın…
Halkın değil, ancak siyasi ayağı olduğun darbeci FETÖ’nün “kahramanı” olabilirsin…
Cumhuriyet tarihinde hiçbir siyasi parti başkanı, emperyalist işgalcilerle işbirliği yapmamıştır. Hiçbir parti lideri, Türkiye’nin işgal edilmesini istememiştir. Ülkenin anahtarını ABD’ye vermekle “kahraman” olduğu nerede görülmüş? Her ay Emperyalist ülke büyükelçilerin dizinin dibine oturup fırça yemekle “kahraman” olunmaz…
Halkın değil, ancak Truva atı olduğun ABD’nin “kahramanı” olabilirsin…
Her ülkenin istihbarat örgütleri gizli işler yapar. Bunun için kurulmuşlardır zaten. Ama bir siyasi parti lideri, istihbarat örgütünün bu gizli bilgi ve belgelerini düşman ülkelerinin eline vermez. Ülkesinin namahremini, Almanya’ya peşkeş çekmekle “kahraman” olduğu nerede görülmüş? Neo-Nazi zihniyetine hizmet etmekle “kahraman” olunamayacağını nasıl bilmezsin?
Halkın değil, ancak Türkiye ve İslam düşmanı Neo-Nazi Almanya’nın “kahramanı” olabilirsin…
Girdiğin 8 seçimi de kaybettin. Yenilmişsin de yenilmişsin. Erdoğan, seni yenmiş de yenmiş… Sen çıkmış “kahraman” olmaktan bahsediyorsun. “Sandıktan” değil, “sokaktan” medet ummakla “kahraman” olamayacağını bilmiyor musun?
Halkın değil, ancak Vandalların “kahramanı” olabilirsin…
Katil Esed’den kaçıp milletimizin şefkat kollarına, devletimizin koruma kalkanına sığınan; masum çocuk, kadın, yaşlı Suriyelileri kovmakla “kahraman” olunmaz. Çaresiz insanları ölüme sürmek ne zamandan beri “kahramanlık” oldu? Bunu yapanların hepsi “kahraman” olarak değil; “zalim işbirlikçiler” olarak öldüler.
Sen halkın değil, ancak katil Esat’ın “kahramanı” olabilirsin…
“Kahraman” olmak yürek ister. Sende de o yürek yok. 15 Temmuz gecesi Türkiye ve dünya tanktan kaçan “kokakla”, tankın önüne dikilen “kahramanları” gördü. “Kahramanlık” ve “halk adamlığı”, “atletle fotoğraf çekmek değil”, Metin Doğan’ın yaptığı gibi, “atletini çıkarıp çıplak gövdeyle tankın önünde durabilmektir.”
Şimdi anladın mı senden neden “kahraman” olmaz?..