19 Şubat 2001.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER, MGK toplantısında çıkan bir tartışma sonrası, Anayasa kitapçığını Başbakan Bülent ECEVİT’e fırlattı.
Bülent ECEVİT de, MGK çıkışı basına “son derece terbiye dışı bir üslupla Anayasa kitapçığını yüzüme fırlattı, çıkışta da Hüsamettin ÖZKAN aynı kitapçığı kendisine fırlatmış” yanıtını verdi.
N’olduysa, o an oldu her şey…
Borsa düştü, faizler fırladı.
Dolar ikiye katladı.
Ekonomik Kriz patladı.
Yılmaz Özdil’in, varlığıyla gurur duyduğu Bülent ECEVİT ve Ahmet Necdet SEZER, hiçbir bürokratik ortamda yan yana gelmiyor, aralarındaki buzlar erimiyor ve birbirleri hakkında hakaretamiz yorumlar yapıyorlardı.
Tüm bu olanlar ve doksanlı yıllarda da sıkça yaşanan Hükümet-Köşk çekişmeleri, ülkede “Başkanlık Sistemi” tartışmalarını filizlendirdi.
Yani yaklaşık 8 yıldır da, gündemimizde yoğun olarak yer alan ve özellikle 15 Temmuz sonrası, zihnimizi kurcalayan Başkanlık Sistemi nedir acaba?
Akılda şüphelerin kalmaması namına hemen anlatalım;
Çok basit ifadeyle; Cumhurbaşkanı ve Başbakanlık yetkisinin aynı anda tek bir kişide toplanması olarak tanımlanabilir.
Zaten adı üzerinde “Başkanlık Sistemi”…
Yoksa Kılıçdaroğlu’nun, “Başbakan başka partiden, Cumhurbaşkanı da bir başka partiden olursa uyuşmazlık olur” dediği gibi bir şey değil bu.
Mesela bilindiği üzere, şu anki parlamenter sisteme göre Başbakan yürütme, Cumhurbaşkanı ve Meclis ise yasama organıdır. Meclisin çıkardığı kanunları Cumhurbaşkanı onaylar, Başbakan da uygulanmasını yani yürütülmesini sağlar.
Neticede Başbakanın, yasa onama veto etme gibi bir yetkisi yoktur.
O yetki sadece Cumhurbaşkanına aittir.
Ancak Başkanlık sisteminde durum biraz daha farklı…
Başkan hem yasama, hem de yürütme organı olarak çalışır.
Ayrıca meclis ya da hiçbir organın, başkanı görevinden azletme veya makamı başkasına devretme yetkisi de yoktur. Çünkü meclis ve başkan, birbirini tamamlayıcı iki ayrı kuvvet olduğundan idare, dengeli biçimde paylaşılır.
Başkan, yüksek yargı mensuplarını da kendi onayıyla doğrudan atar.
Başkanlık sistemi, federal ya da üniter devletlere göre de farklılıklar gösterir.
Mesela federal bir devlet olan ABD’de, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar iki ayrı çatı altında toplanmıştır. Üçüncü bir parti yoktur. Her iki parti de seçime girecek olan başkanını kendi seçer ve partideki idarenin başına getirir. Daha sonra genel seçimlerde de “başkan” olarak seçilirse eğer, ülkenin başına geçer.
Ve ‘Devlet Başkanı’ unvanıyla göreve başlar. Seçilemeyen diğer parti ise muhalefete kalır.
Başkanlık sistemini uygulayan Amerika’da milletvekilleri “senatör”, parlamento da “senato meclisi” olarak adlandırılır.
Azerbaycan’da ise mevzu biraz daha farklıdır. Orada da tıpkı bizdeki gibi Üniter yapı olup, çok partili bir hayat vardır. Ancak yarı Başkanlık sistemini uygulamaktadır.
Yine Başkan, her türlü yetkiye sahip olup, Meclisten yarı bağımsız olarak çalışır.
Başkanlık sisteminde Devlet Başkanı, doğrudan tüm birimlere emir verme yetkisine sahiptir.
Mesela Orgeneralin altında bir rütbe olan Korgeneral dahi, Başkanın doğrudan muhatabıdır.
Bu vesileyle araya giren bürokratik uygulamalar en aza indirgendiği için, devletin birçok işi zaman kaybına uğramadan Başkan tarafından direkt olarak yürütülebilir.
Ayrıca parlamenter sistemin sıkça karşılaştığı bir durum olan kısa ömürlü koalisyon ihtimalleri de rafa kalkacağından, Başkanın normal şartlar altında dört yıl süreyle “tek başına” iktidar olması kaçınılmaz olur.
Ülkemizdeyse, muhteviyatı henüz netlik kazanmış olan “Türk Tipi Başkanlık” adı altında bir sistem düşünülüyor.
Bunun için, Anayasada yer alan 18 adet maddenin değiştirilmesi yeterli görülüyor.
Değiştirilmesi düşünülen 18 madde şöyledir;
Yargı bağımsız olacak.Cumhurbaşkanını yargılama yolu açık olacak.AYM ve HSYK üyelerini Meclis ve Cumhurbaşkanı beraber atayacak.Yerel ve lokal seçimler aynı gün yapılacak.Tüm kanunları Meclis oylayacak, Cumhurbaşkanı onaylayacak.Bakanlar kurulunu Cumhurbaşkanı atayacak.Meclis ve Cumhurbaşkanı, Bakanlar kurulunu denetleme yetkisine sahip olacak.Milletvekili olan bir kişi Bakan olursa, vekilliği düşecek.Milletvekili sayısı 600’e tamamlanacak.Seçilme yaşı 18’e inecek.Cumhurbaşkanlığı süresi 5 yıla inecek.Cumhurbaşkanı seçimleri yenilerse, görev süresi sona erecek.OHAL ve Savaş kararını Meclis verecek.Askeri mahkemeler tamamen kalkacak.Bütçe, Meclis onayı olmadan yürürlüğe giremeyecek.Başbakanlık ve sıkıyönetim kalkacak.Cumhurbaşkanı, partisinden ilişiğini kesmeyecek.
Seçimler 3 Kasım 2019’da yapılacak.