Çocukluğumun geçtiği 80’lerin o dönem Ankara’sında en net hatırladığım gıda firmalarından biri bizim eve yaklaşık 300 metre uzaklıktaki baba dostu ‘Abdurrahman Tatlıcı’ olmuştur. Uzun zaman sonra bir gıda fuarı münasebetiyle Abdurrahman Tatlıcı standına uğradığımda, şimdiki yönetiminde olan Abdurrahman Bey’le tanışarak babamı ve o dönem Ankara’sını konuştuk.
1978 yılında, henüz 12-13 yaşlarında, ilkokulu yeni bitirmiş biri olarak, zorunlu gelişimizle başlayan bir Ankara hikâyesinden size bahsetmek istiyorum. O dönemi bilen varsa, çok da sakin bir il sayılmazdı Ankara. Bu hikâyenin ana kahramanı,40 yaşlarında ve 8 çocuk sahibi olan rahmetli babam, o dönem Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ni kazanıyor. İşte babamın üniversiteyi kazanmasıyla başlayan ve 8 kardeşle birlikte ailecek Ankara’ya zorunlu bir şekilde gelişimizle devam eden bir hikâye bu. Elbette çok memnun değildik bu gelişimizden. O dönemin Ankara’sı hem çok tanımadığımız bir il hem de bizim geldiğimiz güneydoğunun ikliminden çok farklı bir yer.
Bu gelişimiz bizim için doğup büyüdüğümüz topraklardan zorunlu bir ayrılış olduğundan, adaptasyon sorunu da yaşamıyor değildik. Memuriyetini de Ankara’ya taşıyan babam bir memur maaşıyla kocaman 10 kişilik bir aileyi geçindirmeye çalışıyordu. Bir seneyi geçmeden de bu sayı 11 oldu ve biz 9 kardeş olarak Ankara’nın zorlu şartlarında yaşamaya çalışıyorduk. Babamın maaşı ancak evin kirasına yetiyordu. Rahmetli babam anlatmıştı, oturduğumuz binanın girişinde ticaret yapan ev sahibi bir gün babama,“yahu hocam sen ne kadar maaş alıyorsun” dediğinde ise babam bordrosunu göstererek maaşının sadece kiraya yettiğini söylemiş ve Allah rahmet eylesin Agâh Amca da çok üzülmüştü. Rahmetli babamın o bölgede çok tanıyanı ve seveni vardı. İşte o dönem bu zorlu şartlar altında hatırladığım en güzel şeylerden biri, babamın dostlarından ve yakınımızda olan, tahini ve helvasıyla meşhur ‘Abdurrahman Tatlıcı’ idi.
80’lerin Ankara’sı ve çocukluğum
Ankara’ya her ailemi ziyarete gittiğimde Abdurrahman Tatlıcı’nın Samanpazarı’ndaki yerine uğrar helvasından ve özellikle tahininden alırım. Bence Ankara’da helva demek Abdurrahman Tatlıcı demektir. Gerçekten o dönemler çok lezzetli geliyordu bana.Sonraki yıllarda da bu lezzeti birkaç yerin dışında başka yerde bulamadım desem yanlış olmaz sanırım. Belki şimdiye kadar bile yemediğim, içinde hiçbir şekilde suni tatlandırıcı ve yapay gıda maddesi olmayan, inanılmaz kalite ve lezzette bir helvadan bahsediyorum. Aslında efsane bir marka olan Abdurrahman Tatlıcı’ya, sadece helvası için değil, tahinive diğer ürünleri ile muhteşem ürünler üreten bir tatlı fabrikası ve tahin helvasının tadına bir kez baktıktan sonra başka helva yememeye karar verdiren bir markadiyebilirim.
Yaklaşık yüzyıllık Tahin helvası başarısı
Helva konusunda ilk olarak Konya’da temelleri atılan, daha sonra ise Ankara’ya taşınan Abdurrahman Tatlıcı’nın tahin helvası tam bir başarı öyküsüdür. Bugüne kadar gerçekten geleneksel metotlarla helva üretimi yapan acaba kaç tane firma vardır. Kurulduğu günden bu yana, eskiden beri gelen tariflerle bu işi yürütebilmek için dirayet ister emek ister ve aynı zamanda para hırsı olmayan bir ideal ister. İşte böyle yaklaşık 100 yıllık bir geçmişe sahip olunuyor ve böyle kaliteli bir lezzet yıllardır devam ediyor. Tahin helvasının net bir numarasıdır ve daha çok kar ve popülarite için değerlerini satmayan bir markadır. Bu güzide Ankaralı aile şirketine, lezzetli ve olması gerektiği gibi, ağızda kurabiye gibi dağılan, durdukça yağ tabakası yapmayan ve kaliteli şeker kullanıldığı için boğazı yakmayan helva yaptıkları için Türk milleti olarak teşekkür etmek lazım. Eskiden günümüze kadar gelmek mesele değil, mesele o ürünü o zamanki damak tadıyla nasıl sunuyorsan bugünde aynı şekilde tüketiciye sunabilmendir. Bu markanın kalitesi konusunda şüphesi olanlar, Ankara’da bu lezzeti yıllardır tadanlara sormalılar bence.
Tahin helvasının yağlanması
Dürüst tüccar Abdurrahman Tatlıcı koruyucu madde kullanmadığı için sıcak mevsimlerde helvada biraz yağlanma olabiliyor diyerek bunu internet sitesinde ve ambalajlarının üzerinde açık bir şekilde belirtiyor. Böyle olmasına rağmen ben tükettiğim ürünlerde bu şekilde yağlandığına şahsen şahit olmadım. Bu katkı maddelerini kullanan diğer firmalarınkinin yağlandığını,
hatta geçen gün market rafında yağın ambalajın dışına taşmış bir şekilde gördüm ve görevliden elimi silmek için peçete bile istedim. Belki Abdurrahman Tatlıcı’nın lezzetlerini tatmayanlar marka hakkında 1-2 şey söyleyebilirler ancak öyle kabul edilebilir aksi halde bu tatları tadan
kişilerin bir daha bu lezzetten vazgeçmesi bence mümkün değildir. Yine dediğim gibi kaliteli helva üretimi yapanları tenzih ederek, bazı markaların içini açıp baktığımda ve yediğimde bu lezzeti kesinlikle alamıyorum.
Abdurrahman Tatlıcı, diğer merdiven altı firmaların glikoz şurubuna boya, aroma ve koruyucu katıp plastikten hallice tatlar oluşturan bir firma gibi asla değildir.Hatta bazı merdiven altı üretimlerinde yapılan helvaları yediğimde çamur gibi ağzıma yapışıyor, durunca üstü yağ tabakası kaplıyor, yutarken damağımı ve boğazımı içindeki aşırı glikoz vb. şeker türevlerinden dolayı da yakıyor.
Ürün çeşitleri
Abdurrahman Tatlıcı’nın tahin helvası dışında, tahini, pekmezleri, lokumları, reçelleri, bal ürünleri, özel seri tahin helvaları ve özel geliştirdiği ‘Tadıbu’ gibi ürünleri de bulunmaktadır. Ayrıca online alışveriş kanalında sanal ticaret de yapmaktadır. Özel geliştirdiği ‘Tadıbu’ ürünü ise, en fazla fındık oranı (%35) ve en düşük şeker oranı (%23) ile trans yağı, emülgatör,gluten, koruyucu, peynir altı suyu tozu içermeyen bir ürün olarak imal edilmiştir.Enfes bir tadı olan bu ürün, sadece fındık, şeker, kakao, süttozu ve fındık yağından imal edilmektedir. Abdurrahman Tatlıcı, tükettiği gıdanın muhteviyatına önem veren, ağzının tadını bilen, tatlı şeyleri seven kişinin tercih edeceği bir markadır ve hiçbir ürününde E471 katkı maddesi kullanmamaktadır. Eski İstanbullu olan kişilerden bu markanın bilinirliğine dair birçok rivayeti bizzat duymuşumdur.
Abdurrahman Tatlıcının hikâyesi
1910 senesinde Isparta Şarkikaraağaç’ta dünyaya gelen Hattat AbdülkadirEfendi’nin oğlu Abdurrahman, babasını küçük yaşta kaybettikten sonra helvacı çırağı olarak işe başlar.Bir süre çalıştıktan sonra 1926 senesinde Konya’nın Beyşehir ilçesinde kendisine ait ilk helva imalathanesini faaliyete geçirir.Burada günlük olarak ürettiği birkaç kazan helva ile şekeri kendi dükkânında müşterilerine sunar.Günler geçtikçe doğallığı ve kalitesiyle beğenilen ürünleri sayesinde Abdurrahman Efendi ‘TATLICI’ unvanı ile anılmaya başlar ve haklı bir şekilde Tatlıcı soyadını alır.
Firmanın kurucusunun Ankara’ya gelişi
Abdurrahman Tatlıcı 1944 yılında ticaretin merkezi haline gelen Ankara’da üretim yapmaya karar verir. Mamak’ta bir un değirmenini satın alarak tahin ve helva imalatına uygun hale getirir ve 1946 yılında ilk üretimini gerçekleştirir. Zamanla buradaki üretim yetersiz gelmeye başlar. Takvimler 1954’ü gösterdiğinde ise Samanpazarı’nda 3 katlı bir bina daha alarak, aynı zamanda ilk satış merkezini de açar. Artık ürün yelpazesi genişlemiş lokum ve reçel de üretilmeye başlanmıştır. Bu sıralarda 2. Kuşak Kadir Tatlıcı da işe dahil olur.Kadir Tatlıcı babası Abdurrahman Tatlıcı’nın 6 Ağustos 1988’de vefat edişine kadar onunla beraber çalışır. O da üzerine düşeni başarıyla yerine getirir.
3. Kuşak görevi devralması
3. Kuşak Abdurrahman Tatlıcı sorumluluğun farkında olarak, o da babası gibi bu işin içinde yoğrularak yetişmiş olduğundan tek hedefi güvenilir bir gıda üretimi yapmaktır. Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde 2 bin 400 metrekare ile başlayan serüven bu güven sayesinde şimdi 6 bin metrekare ile devam etmektedir. Zaten tüketicinin güvenini sağlamadan yıllarca bu işi devam ettirebilmek de asla mümkün değildir. Markanın 1946 yılından beri tek hedefi, kaliteli, lezzetli ve güvenilir ürünleri müşterilerine sunabilmektir. Kaliteli ve lezzetli ürün sunabilmenin sırrı ise kaliteli hammadde kullanmaktır. Bugüne kadar Marka,ne kaliteli hammadde tedarikinden ve ne de geleneksel usuller kullanılarak yapılan üretimden asla taviz vermemiştir.Bu nedenle geleneksel usullerin kabul etmediği E 471 (emülgatör) ve diğer hiçbir koruyucu katkı maddesi hiçbir şekilde üretimde vs. kullanılmamaktadır. Dolayısıyla üretilen helvalar biraz çabuk yağlansa da asla nefasetinden bir şey kaybetmiyor. Abdurrahman Tatlıcı kurulduğu günden bu yana müşteri memnuniyeti en değerli zenginliğimizdir diye düşünerek yoluna devam etmekte olduğundan, yaklaşık 100 yıldır başarılı bir şekilde halkımız bu nefis lezzetleri tatmaktadır.
Çölyak hastalarına özel ürünler
Abdurrahman Tatlıcı ürünlerinin tümünde, tatlandırıcı olarak sadece toz şeker kullanmaktadır.Tüketicilerin bu konudaki hassasiyetini önemsediklerinden bunu bir öncelik olarak görmekte olduklarını belirten firma yetkilileri, Helva ve lokumlar üretilirken buğday ve türevlerini içeren hiçbir hammadde veya katkı maddesi kullanmadıklarını açık açık belirtmekte ve bu yüzden ürünlerinin glüten içermediğini net olarak ifade etmekteler.