İstanbul’a gitmek için yola çıkma telaşına kapıldım.

Kayseri’de biran önce işlerimi bitirmek için uğraşırken yola çıkacağım gece,

Uykum kaçtı. Bilgisayarımın başında internet sörfü yaparken, geçmişte Abdulhamit han hazretlerinin Kıbrıs tasarrufu ile ilgili üretilen spekülatif yazılara takıldım.

Bir tarafta Televizyonda, ‘İsrail Türkiye anlaştı’ haberini izlemekle meşguldüm.

Hatırlarsanız ne zamandır şu malum medyada; İsrail-Türkiye ha anlaştı anlaşıyor diye nice haberler yapılmıştı. Nihayetinde anlaştırdılar.

Kıbrıs Siyonist Yahudilerin ‘Arz-ı Mev’ud’ sınırları içindedir.

Kıbrıs’a hakim olan akdenizi rahatlıkla denetim altına alabilir.

Bir çok stratejist ve dış politika analistinin görüşüne göre Kıbrıs, Akdeniz /Ortadoğu/Kafkasya koridoruna hakim olmanın altın anahtarıdır.

Hızla değişen dünya düzeni içinde, küresel güçlerin stratejisine uygun İslam Coğrafyası şekillendirilmeye çalışılırken, Kıbrıs’ın kenarda kıymetsizmiş gibi gündem dışı bırakılması bir unutkanlık sonucu değildir.

Mavi Marmara olayıyla bozulan Türkiye İsrail ilişkileri nedeniyle, Siyonist Yahudilerin ABD&Rusya ve İngiltere üzerinde etkin gücüyle İslam Coğrafyasında uygulanan yeni stratejinin önemli parçası Kıbrıs’ın kasıtlı gündem dışına itildiği kanaatindeyim.

Daha önceleri İsrail’in, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi ile anlaşarak, Kıbrıs sahillerinde doğal gaz çıkarma çalışmaları aslında Türkiye’ye bir baskı aracı oluşturma olarak okunmalıdır.

Hesapta olmayan ‘One Minute’ ve Mavi Marmara olayı, hesapları bozmasaydı şu Ortadoğu kaotik ortamının bir parçası olarak önümüze konulmuş olacaktı.

Musul &Kerkük, Halep &Lazkiye üzerindeki doğal haklarımızın ihlal edildiği şekilde Kıbrıs konusunda bir oyuna gelmememiz gerekir.

Irak, Suriye ile birlikte yaşanılan süreç, DEAŞ&PKK&PYD terör örgütleri vasıtasıyla içimize terörün taşınması, Azerbaycan ve Ermenistan arasında çıkarılan yeni çatışma ile birlikte Kıbrıs düşünüldüğünde, karadan kuşatılan ülkemizin Kıbrıs meselesiyle denizden de kuşatılma planlarının hızla devreye konulmuş olduğu görülecektir.

Cennetmekân Abduhamit han hazretlerinin, Kıbrısı İngilizlere kiraya verdiği ile ilgili tüm olumlu olumsuz eleştiriler dikkatle okunduğunda, Kıbrısın ileride alınmak üzere

nasıl ustaca sakladığı anlaşılacaktır.

Sanki o günlere geldik gibi …

Abdulhamithan hazretlerine sormak mümkün olsa yaşadığımız şu süreçte ilkin Kıbrısa dikkat çekerdi diye düşündüm vesselam….