Günlerdir Cumhurbaşkanlığından başlayarak, Meclis, STK’lar, kadın hakları savunucuları hep bir ağızdan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’na ettiği hakaretleri konuşuyoruz. Konuşmalıydık ta,  İslam’ı irtica kabul edip (Haşa) kadına “insanlık” hakkı verdiğini iddia eden bir siyasi partinin genel başkanı,  müstehcen açıklamalarından geri adım atmıyor, üstüne birde Cumhurbaşkanı ve MEB Bakanı Nabi Avcı’ya hakaretlerini sıralıyordu. Hakaretin cinsiyeti, etnisitesi olmaz. Geri adım atmamasından çok daha acı olanı ise, Sol ve Paralel Medya’nın, CHP vekillerinin Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını tercüme etmek için sözlük sayfalarını yırtarcasına çevirmesi. Kılıçdaroğlu’da basın toplantısında deyimler sözlüğünü hazır bulundurdu.  Eski Başbakan Tansu Çiller’i ABD vatandaşı diye içimize sindiremiyorduk,  Türkçe bilmeyen bir anamuhalefet liderini ne yapacağız?  Dünya üzerinde yaşayan 7.5 milyar insanın her biri sıkı bir çalışma ile Türkçe öğrenebilir, ancak edep ve ahlak eksiğini nasıl kapatabiliriz?  Kılıçdaroğlu’nun, hükümeti köşeye sıkıştırmak için bir kadına, en nihayetinde bir anneye bu ağızla saldırması,  hangi muhalefet modeli ile ifade edilebilir.  Türkiye’de kutuplaşma var “Suçlu Erdoğan” diye bağırırken, ağzından “Diktatör bozuntusu” ve kullanamayacağım onlarca edepsizce kelimeyi düşürmemen yaman bir çelişki değil mi? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demek geçiyor içimden.  Karaman’daki cinsel istimarı aydınlatmak ve gereken cezayı vermek yargı ve iktidarın en temel görevidir. Bunu takip etmekte en asli görevimiz. Eğer, dediğiniz gibi üstü örtülürse ortak tepkimizi verelim, hesabını soralım. Ama üstü örtülen bir vakaa yok. Bakan Ramazanoğlu’nun açıklamalarını çarpıtacaksınız, sonra o başı örtülü dindar diye hedef olacak, aklınızca biz İslamcıları “Namussuz” ilan edeceksiniz öyle mi? Yemezler arkadaş…

Anarşiye teşvik

Kargaşa ile üstü örtülen buz dağının görünmeyen kısmında nice istismarlar var. Gezi’de Taksim’e yürüyeceğim, gezicilerin her biri kahraman, PYD terör örgütü değil, Akademisyenler ve Can Dündar ifade özgürlüğünü kullanıyor demek akıl ve fikir istismarıdır. Açıkça anarşiye teşviktir. Kılıçdaroğlu, bu ülkenin gençliğine Gezi’de yakın, yıkın esnafı talan edin suç değil, sivillerin katleden Suriye PKK’sı özgürlük mücadelesi veriyor destekleyin, PKK ile mücadele eden kahraman vatan evlatlarını suçlayın PKK mağdur olsun, Türkiye’ye teröre destek veren ülke şeklinde gösterin iktidarı devirelim mesajını veriyor. Kasetle genel başkan olduğu günden bu yana Kılıçdaroğlu, anarşi, kamu düzenine uymama, insanlık haklarını tanımama, devletin ali menfaatlerine uymama dışında verdiği mesajı bulabilene rastlanmadı henüz. PKK silahla bizi bölmeye çalışırken, sen nice fikri PKK meydana getiriyorsun, milleti her zamanki gibi “Cahil” görüp farkında değil diye düşünüyorsan yanılırsın. Kılıçdaroğlu’na açık çağrımdır, ya milleti birbirine kırdırmaktan, Türkiye’yi kaos baronlarına karşı zayıf düşürmekten vazgeç, yada “gerçek bir erkek olarak sus”. Hatta genel başkanlıktan çekil, en azından birlik olup zorluklara göğüs gereceğimiz muhalefetimiz olsun. Olursa daha iyi bir Türkiye için ilk muhalif benim.