Kürtçe yayın yapan Irak Merkezli haber sitelerinin iddialarına göre göre, ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı AntonyBlinken, Salih Müslim’i telefonla arayarak kendisini Beyaz Saray’a davet etti. Davetin amacının; DAEŞ savaşının ayrıntıları ve Suriye barışı hususlarını ele almak olduğu belirtildi.
27 Ocak tarihinde ABD Başkanı Obama’nın DAEŞ Karşıtı Küresel Koalisyon Temsilcisi McGurk’un da yer aldığı Amerikalı bir heyet, Kobani’ye giderek kendini PYD ve başka isim altında tanıtan PKK’lılarla görüşmüştü ve görüşmenin ardından 1 Şubat’ta ABD Dışişleri sözcüsü JhonKirby yaptığı basın toplantısında bu görüşmeyi doğrulamıştı.
Gazetecilerin, Bakan Yardımcısı Blinken’in PYD ile görüştüğü doğru mu? Sorusuna, JhonKirby “Evet görüştü” cevabını vermişti.
Gazeteci: Onları Suriye görüşmelerine katılmaları için cesaretlendirmeye mi çalıştı?
JhonKirby: Telefonda PYD liderlerinden biriyle gerçekten de görüştü. İsminin bende olduğunu sanıyordum ama emin değilim. Bakan Kerry’nin verdiği mesajı pekiştirmek için görüştü.
Gazeteci: McGurk’ün ziyaretinin ne kadar önceden planlandığı, oraya nasıl gittiği ve ziyaretiyle ilgili başka detaylara değinebilir misiniz?
JhonKirby:Kobani ziyareti aslında orada yapılan operasyonun yıl dönümüne denk gelecek şekilde ayarlandı. Kobani’yi geri alma operasyonu başarılı bir şekilde sonuçlanmıştı. Ayrıca bildiğiniz gibi kendisi düzenli olarak koalisyonun farklı üye ve temsilcileriyle bir araya geliyor.
Gazeteci: Suriyeli bazı muhalif gruplar, Kürt savaşçılara Amerikan araç ve tanklarının verildiğini ve kendileriyle mücadelede bu araçların kullanıldığını söylüyorlar. Bu doğru bir bilgi mi?
JhonKirby: Bunun için Savunma Bakanlığıyla görüşmeniz gerekiyor. Kullandıkları alet ve ekipmanın ne olduğundan emin değilim. Ancak uzun süredir bildirdiğimiz üzere Kürt savaşçılara ekipman desteği sağlıyoruz. Bu desteğin süreceğini de daha önce belirttik.
Kuzey Irak Kürdistan Yönetiminde KDP (Kürdistan Demokrat Partisi) üyesi olan üst düzey bir yönetici bu gelişmeleri, “ ABD teröristleri sever birbirimizi kandırmayalım, ABD ile yakınlaşıyorsanız cebinde en az bir teröristle gezdiğini bileceksiniz” olarak yorumladı.
Erem Şentürk: ABD, PKK ve Peşmerge diye bir ayrım yapıyor mu yoksa hepsine “Kürt Savaşçısı” mı diyor?
KDP’Lİ Kürt Siyasetçi:Yapmaz olur mu? Peşmerge, ABD’nin de Almanya’nın da PKK’ya ulaştıkları kapı aslında. ABD Peşmergeyi sevmez çünkü bir hukuk sistemine bağlı. İyi ya da kötü bir devlet mekanizması olduğu için kullanışlı olmuyor Peşmerge. Ama PKK öyle değil. PKK tam da ABD’nin istediği yapıda bir terör örgütü. PKK ve ABD terör faaliyetlerini DAEŞ üzerinden meşrulaştırıyorlar. Eskiden “özgürlük savaşçısı” diyorlardı ama Türkiye’nin son yıllarda geçirdiği değişim PKK ve ABD’nin elinden “özgürlük” bahanesini alınca kendilerini bu sefer DAEŞ’in karşısına konumlandırdılar.
Erem Şentürk:Yarın DAEŞ biterse ne olacak peki? Bu durumda ABD ve PKK varlığını devam ettirmek için DAEŞ’i hayatta tutmaya çalışabilirler mi?
KDP’Lİ Kürt Siyasetçi:Zaten öyle yapıyorlar. Irak Merkezi Hükümetinin engellemeleri olmasaydı DAEŞ ne bu kadar güçlenebilirdi, ne de bu kadar hayatta kalabilirdi. İran, Suriye Baas’ı, Rusya, Amerika engel olmasa DAEŞ’e karşı mücadele kısa zamanda sonuç verebilir ama DAEŞ biter diye korkudan uykuları kaçıyor hepsinin. DAEŞ’in bitmesi de, PKK’nın bitmesi de ABD’nin işine gelmez. İkisini de kullanıyor.
Erem Şentürk:Bu anlattığınız tablo doğruysa DAEŞ hiç bitmeyecek ve bütün dünya oyalanıyor aslında. Binlerce suçsuz insan ölüyor ve hepimiz oyalanıyoruz demektir., doğru mu?
KDP’Lİ Kürt Siyasetçi:PKK’yı destekleyen batılı güçlerin motivasyonu tek başına Türkiye düşmanlığı değil. Bir kaos ortamı meydana getirmek ve Türkiye’nin başını derde sokup istedikleri zemine taşımak gibi amaçları var ama tek sebep bu değil. PKK Kürtlerin bağımsızlına karşı da önemli bir hamle. Kürt petrolünü sömürmek için de PKK’ya ihtiyaç var. İran’ın Irak hâkimiyetini sağlamak için de PKK’ya ihtiyaç var. Suriye’de bir emperyalist sistem kurabilmek için de PKK’ya ihtiyaç var. Sadece Türkiye olarak bakarsak eksik okuruz. Bu konular birbirinin içine geçmiş birbiriyle bağlantılı konular. Böyle bakınca PKK, ABD için önemli ve varlığını DAEŞ’e borçlu. DAEŞ olmazsa PKK’ya desteklerinin hepsi boşa çıkar.
Erem Şentürk:Amerika’yı yakından tanıyorsunuz. ABD kamuoyunda devletine hesap soracak bilinçli bir yapı var mı? “Niyeterör örgütlerini destekliyorsunuz” diye Beyaz Saray’a soru sorabilecek, CIA’in kirli ilişkilerini eleştirebilecek bir bilinç düzeyinden söz edebilir miyiz? Beyaz Saray bundan mı korkuyor?
KDP’Lİ Kürt Siyasetçi:ABD tarihinde hangi konuda teröre destek olduğu için kendi kamuoyuna hesap vermek zorunda kalmış ki? ABD ‘de lobi diktaları muhalefete izin vermezler. Onların korkusu kurdukları mekanizmanın bozulması ve yeniden kurmak zorunda kalmaları. DAEŞ ve PKK neticede bir Amerikan yatırımı. Bu sistem bozulursa yeniden para harcamak zorunda kalırlar işte bu ABD için korkunç bir şey olur.
Erem Şentürk:Size göre DAEŞ asla bitmeyecek o zaman, doğru mu?
KDP’Lİ Kürt Siyasetçi:ABD, İran, Rusya, Suriye Baas’ı bitmesin diye ellerinden geleni yapıyorlar dersek daha doğru.
Erem Şentürk:Biterse ne olur? ABD yeni DAEŞ’ler yeni PKK’lar mı kurar? Mesela bir ara parlatılmaya çalışılan ama aniden sönen Horasan örgütü vardı. Plan tutmadı mı yoksa Horasan denilen örgüt DAEŞ’in yerine yedeğe mi alındı?
KDP’Lİ Kürt Siyasetçi:ABD’ye PKK’ya düşman mı yok? Müslüman Kürtler en verimli düşman. İran da zevkle destek olur Müslüman katliamına. Oldu ya istemedikleri halde DAEŞ bitti diyelim. PKK döner Müslüman Kürtlere saldırmaya başlar bu sefer. Saldırmıyor mu? “Gericilikle mücadele direniş hattı” olarak çıkar karşımıza. DAEŞ’i yedekleme konusuna gelirsek bence çoktan hallet ABD o işi. DAEŞ zaten kendini Cündül Aksa diye bir grubun içine oğul atarak yedekledi bile.
Erem Şentürk:Son soru. Salih Müslim Beyaz Saray’a giderse ne olur?
KDP’Lİ Kürt Siyasetçi:Yasak aşk tescillenmiş olur öbür kumalarıyla tanışır. Başka ne olacak!
ABD Türkiye’ye yönelik açıklamalarında PKK’yı bir terör örgütü olarak tanıdığını söylüyor ama açıklama biter bitmez arkasını dönüp PKK’lılarla silah veriyor. ABD’li yetkililere bu durum sorulduğunda PKK’ya destek vermedik, DAEŞ’e karşı mücadele eden “Kürt savaşçıları” destekledik deniliyor. Bu tezgâhın püf noktası isimler üzerinden dönüyor. PKK terörist, YPG Suriye’de DAEŞ’e karşı savaşan muhalif Kürt savaşçılar.
“Sizin YPG dediğiniz aslında PKK ve DAEŞ’e karşı savaştığını ispatlayan birtane bile delil yokken, Esed’le birlikte muhaliflere saldırıyorlar” sorularına şu ana kadar ABD tarafından verilmiş hiçbir cevap yok.
ABD’nin cevaplayamadığı bir soru da şu: Savaşıyorlar dediğiniz DAEŞ ve PKK birlikte koordineli hareket ediyorlar aslında. Birbirilerine saha ve silah terk ediyor ve birlikte Esed muhaliflerine karşı savaşıyorlar. Bu konuda ne diyeceksiniz denildiği zaman Beyaz Saray’a yine derin bir sessizlik hakim oluyor.
Bu isim değiştirme hilesiyle teröristlerle işbirliği yapma düzeninin işaret ettiği yeni tehlike şu: YDGH tutmadı yerine YPS verelim. YPS tam da ABD’nin istediği bir isim. Elimizde bir kanıt yok ama YPS’nin isim babası bir CIA ajanı bile olabilir. Çünkü YPS “Sivil Savunma Birlikleri” anlamına geliyor. Amerika sivilleri desteklemeyi çok sever özellikle “İNSANİ MÜDAHELE” adı altında milyonlarca sivil katlederek yardım etmişliği vardır. Tarih tekerrür etmez, hatalar tekerrür eder diyelim ve inşaallah ABD’ye güvenme hatasına bir düşmemek için dua edelim. Çünkü bir gazete sayfasından ancak bu yapılabilir.