Yorgun argın eve geliyorum.
Çok nadir televizyon karşısına kuruluyorum.
Bir elimde çayım, diğerinde TV kumandası.
Sinema kanallarında dolaşıyorum.
İzlemeye değer bir film çıkarsa karşıma ne ala.
Yoksa can sıkıntısından aynı şeye devam.
Sıra yerli kanallara geldiğinde.
Kanal 1: Güzel bir genç kadın ve yakışıklı bir genç delikanlı rol kesiyor.
Delikanlı kükremekte ,kadın korkuyla onu seyretmekte.
Kanal 2. Bu kez kadın böğürüyor.
Kanal 3 :Başka bir kadın çığlık atıyor. Bir taraftan da kendini yerden yere fırlatıyor.
Kanal 4: Orta yaşlı bir kadıncağız feryat ediyor.
Kanal 5: Yaşlı bir teyze ağıt yakıyor.
Kanal 6 : Adam kadını tokatlıyor. Kadın durumdan son derece hoşnut .Seni seviyorum diyor. Adam hem hakaret ediyor hem dövüyor, ama kadın hala sevmekten vazgeçmiyor.
Sonraki kanalda eli silahlı adamlar katliam yapıyor.
Bir sonrakinde adam karısını, karısının en yakın arkadaşı ile,bir diğerinde de kadın kocasını, kocasının kuzeniyle aldatmış, onun üzerinden derin felsefeler yapılıyor.
Offf…
Ve derken beni afakanlar basıyor.
Velhasıl ı TV dizilerden pek hoşlanan biri değilim ama beğendiğim ve tüm bölümlerini kaçırmadan keyifle seyrettiğim (ağırlıkta yabancı) diziler de yok değil.
Mesela ,“TheWalkingDead“( yürüyen ölü ).
Dizinin öyküsü bilindik “Zombi”filmlerinden çok daha başarılı ve gerçekçi.
Bir virüs dünya nüfusunun büyük bir bölümünü insan yiyen yaratıklara dönüştürür.
Dönüşmeyenler bu yaratıklara karşı hayatta kalmak için amansız bir mücadele verirken,
Asıl düşmanın ve tehlikenin “zombiler” den daha çok, insanın ta kendisi olduğunu anladıklarında, kendilerini daha büyük bir cehennemin içinde buluverirler.
Dizinin kahramanı Rick ve arkadaşları“zombiler“ile başa çıkmayı öğrenmişlerdir.
Ancak asıl savaşı ,ellerindekiher şeyi almak için onları yok etmek isteyen diğer insanlara ve içlerinde onlardanmış gibi görünen gizli düşmanlara karşı vermektedirler.
Seyretmeyenleriniz varsa şiddetle tavsiye ederim.
Şuan 6. Sezon bölümleri gösterimde.
Bugünün dünyasını, ülkemizin şuan ki durumunu , bu fantastik dizi de çok rahat görebilirsiniz.
Bizi parçalayıp yok etmeye çalışan gözümüzün önündeki “zombi“toplulukları bir tarafa.
Asıl bizdenmiş gibi zannedilen gizli düşmanlara dikkat buyurmak gerek.
Dışardan ve içerden fena bir kıskaç altında bu ülke.
“Zombilerden “korkma.
Onlarla savaşıyor gibi görünüp altımızı inceden inceye oyanlardan kork.
Pusuya yatmış karanlık yüzlerden,
satılık kalemlerden,
döneklerden,
yakınmış gibi görünen yancılardan,
Yalakalardan,
sahte aydınlardan,
fikrini satılığa çıkarmaya dünden hazır adamlardan,
ölüsevici faşistlerden kork.
Ama en çokta sana en yakın olanlardan kork.
Çünkü sandığından daha yalnızdır insan.
Havada hayli pis kokular var.
“Zombiden” korkma.
İnsandan,
İnsancıklardan kork.