Fuat Sezgin, azim ve gayretin mücessem bir şah eser olduğu muhteşem bir isimdir. 94 yıllık hayatını batı bilim tarihinin İslam bilim tarihine dayandığını ispat etmek için harcadı ve bunu başardı. Bu idealist insan, günde 17-18 saat çalışarak bir insan ömrüne sığması çok zor eserler bıraktı.
Doktorasında İmam Buhari hakkında dev bir eser veren Sezgin, 27 Mayıs meş’um darbesinin ardından akıllara ziyan bir biçimde 147 zararlı profesör listesine alındı ve üniversiteden ihraç edildi. Bu mümtaz insan, mecburen yurt dışına gitmek durumunda bırakıldı. Başvurduğu üç beş üniversite içinde Almanya’yı seçti ve misafir öğretim üyesi olarak bir hafta gibi kısa bir zamanda kabul daveti aldı. Bir bavul eşyasının yarısı kütüphanede tuttuğu fişlerden oluşuyordu. Yüreği yanarak ve memleket hasreti çekerek çileli bir hayat geçirdi. Kuru bir parça ekmek ve bir lokma peynirle on dakikada bitirilen öğle yemekleri ve uykusuz geçen gecelerin meyvesiyle ciltler hacminde kitaplar yazdı. İslam bilim tarihinin parlayan bir Kehkeşan olduğunu bütün dünyaya ispat etti. Bildiği 27 yabancı dil ile dünya yazma eserler kütüphanelerinin hepsini gezip dolaştı ve raflarındaki kitapları ezberledi. Almanların asla yazılamaz dediği eserleri yazıp tamamladı. Ciltler dolusu İslam bilim tarihi kitapları yazarak İslam medeniyet tarihinin yüzünü ak edip ecdadına rahmet okuttu.
Ulaştığı tarihi kaynaklarla Amerika’nın Kristof Kolomb tarafından değil Müslümanlar tarafından keşfedildiğini ispat ederek tarihin seyrini değiştirdi. İslam âlimlerinin icat ettiği aletleri birebir tekrar yapıp kurduğu müze ile ezberleri bozdu.
Bu eserlerin ihtişamını fark ettirmek için bu müzeyi çocuk, genç, herkese gezdirmeliyiz. Onun hayatını ve kitaplarını okumalı ve tarihimizin altın sayfalarını yeniden keşfedip kendimize gelmeliyiz. Aşağılık kompleksine düşenler varsa bu eserleri göstererek onları da uyandırmalıyız.
2019’un Fuat Sezgin yılı olarak ilan edilmesi her türlü tebrik ve takdirin üstündedir. Bu tercihle milletimize ve gençlerimize verilen işaret iyi okunmalıdır. Bu işaret eğitimcilerimiz tarafından da iyi algılanmalıdır. Bu yıl Fuat Sezgin hocamızın hayatını okullarımızda anlatmalıyız. Böylece çocuklarımıza müzeyi gezdirerek kendi tarihimizin bilinmeyen hazinelerini keşfetmelerine pencere açmalıyız. Bu sayede gençlerimizi okumaya, araştırmaya teşvik edebiliriz ve onları 27 yabancı dil öğrenmenin mümkün olduğuna inandırabiliriz. Gençlerimize İslam bilim tarihini öğreterek bugün ve gelecekte daha büyük işler başarmanın mümkün olduğunu gösterebiliriz.
Fuat Sezgin’i anlamak demek, İslam bilim tarihini anlamak demektir. Kişisel gelişimin itici gücü Hollywood’un sihirli dizilerinde değil, İslam âlimlerinin bilim icatlarında saklıdır.
Okullar öğrencilerle, anne ve babalar da ailece bu müzeyi gezebilir. Fuat hocamız hakkında basında daha fazla haberlere yer verilebilir. Yerel yönetimler ve okullar Sezgin’i anma programları yapabilir. İslam bilim tarihi eserleri hakkında çocuk kitapları ve çizgi filmler hazırlanabilir.
İslam tarihini anlamak ecdadı anlamaktır. Ecdadı anlamak ise genç Fatihlerin, Akiflerin, Biruni’lerin, İbn-i Sinaların, İbn-i Heysem’lerin yetişmesinin ilk şartıdır. Tarihini bilmeyen nesillerin büyük işler başarması imkânsızdır. Geleceğimizi inşa etmek için geçmişimizi iyi anlamalıyız. Kadim medeniyet köklerimizden beslenmeyen bir gençliğin sağlam bir gelecek inşa etmesi mümkün değildir.
2019’u İslam bilim tarihine hediye eden Sayın Cumhurbaşkanımızı tebrik ediyoruz. Bu seçim, Türkiye’nin 2023 ve 2071 hedeflerine bilimin aydınlığıyla yürümesi gerektiği temennisinin bir işaretidir.