1934’te müzeye çevrilen Ayasofya, 10 Temmuz 2020’de yeniden asli hüviyetine yani camiye döndürülerek ibadete açıldı. Hamdolsun! “Ayasofya Camii’nin” zincirlerinin kırılarak 86 yıllık hasretin bitmesi başta Türkiye olmak üzere tüm İslam ülkelerinde sevinçle karşılandı. Elbet bir gün mutlaka… Diyerek sabırla ve duayla beklediğimiz bu ikinci kutlu fethin, onur ve şerefi de uluslararası toplumun baskı ve tehditlerine karşı her daim dik duran Cumhurbaşkanımız Sayın “Recep Tayyip Erdoğan’a” nasip oldu. Ve böylelikle de başta “Fatih Sultan Mehmet Han” olmak üzere atalarımızın emaneti olan “Ayasofya Camii” asıl kimliğine yeniden kavuşmuş oldu. Rabbim nasip etti de başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere milletimizin azim ve iradesiyle bu tarifi imkânsız mutluluğa hep birlikte ulaşmış olduk. Şimdi yine nasipse inşallah, “24 Temmuz Cuma” günü “Ayasofya cemaatine, cemaat de Ayasofya’sına” kavuşacak.

Kıymetli dostlar; Unutmayasınız! “Türkiye sadece Türkiye’den ibaret değildir!” Ve Türkiye artık tarihin omuzlarına yüklemiş olduğu sorumluluğun farkındadır. Esasen başka lafa da hacet yoktur! Allah’ın izni ile prangalarımızdan kurtulup ayağa kalktık bir kere!  Zıvanadan çıkan tüm “Emperyalistlerin, Batılı ülkelerin ve dahi Haçlıların” üzerimizdeki hâkimiyeti artık sona ermiştir. Bugün itibarı ile artık Türkiye; “kendi kararlarını kendi alan ve hiçbir güce boyun eğmeyen tam bağımsız” bir ülkedir. Bundan böyle hiçbir şekilde ne içeriden ne de dışarıdan ülkemize ayar verilemeyecek, vesayet altına alınamayacaktır. İşte bu yüzden Ayasofya’nın yeniden Camii olması; Müslüman Türkiye’nin bağımsızlığının tescillenmesidir. Türk ve İslam düşmanlarına verilmiş okkalı bir mesajdır. Bu yüzden “birilerinin kınaması, ötekilerin ağlaması” artık umurumuzda bile değildir. Yine öte taraftan ‘’bağımsız’’ Türkiye’nin bu tarihi hamlesi; İslam âleminin gözündeki perdelerin kalkmasına, kaybolan özgüvenlerinin yeniden inşasına vesile olacaktır.‘’Mescidi Aksa’’nın da tamamen özgür olduğu günleri görmemizde yakındır inşallah. Yapılan tehditlere ve buyrukçu söylemlere hiç kulak asmadan, ‘Ayasofya’nın bir gün mutlaka özgür kalacağı’ inancını diri tutan ve bu kutlu davaya yılmadan usanmadan emek veren, dua eden, herkesten Allah (c.c) razı olsun. Ayasofya Caminin açılması ile ülkemize, kendimize ve geleceğimize olan inancımız bir kez daha artmıştır. Aynı zamanda ‘’bir türlü zihin altını zapt edemeyen aydın görünen karanlıklara, başka hesabın ürünü politik elitlere ve her daim işkembeden atan mütefekkir müsveddelerine de’’ çok güzel kapak olmuştur. Ayasofya Camii’ye döndürülünce; ezelden beridir ezana, camiye- cemaate alerjisi olanların alayı nakavt oldu! Ne diyeyim ki şimdi ben bunlara! Artıkışıklar içinde rahatça uyusunlar…

Kıymetli dostlar; sorumluluğumuz büyüktür. İçerisinden geçtiğimiz bu günleri çok iyi okumak ve idrak etmek zorundayız. “10 Temmuz gibi, 15 Temmuz da” yakın dönemdeki ‘bağımsızlığımızın’ en önemli mihenk taşlarından biridir. Hayattan kovulmuş o sümüklü iblis ve Haşhaşilerinin yapmış olduğu darbe girişiminin üzerinden tam olarak dört yıl geçti. Günler su gibi akıp geçiyor değil mi? 15 Temmuz darbe ve iç işgal girişimi; aynı tabela altında toplanan, ABD’nin maşası, Batılı ülkelerin kuklası, küresel bir terör örgütü olan kâinatın en kahpe, en alçak, en hain örgütü olan FETÖ tarafından yapıldı. Müslüman elbisesi giydirilen ve cemaat kılıfına büründürülen bu ‘diyalogcu’ alçaklar, o kanlı ve uzun gecede ‘irademizi boğmak, vatanımızı elimizden almak için’ ihanetin her türlüsünü yaptılar. Peki ya bizler? Cumhurbaşkanımızın bir çağrısı ile çoluk-çocuk çıplak eller ile derhal döküldük meydanlara! “Darbecilere darbe yaparak’’ hainlere karşı büyük bir kahramanlık örneği gösterdik. Korkmadık ölmekten, hep birlikte destan yazdık! Uçaklarla ülkesinin meclis’ini bombalayan, halkını tankların altında ezen, Cumhurbaşkanına suikast düzenleyen, tarihin gelmiş-geçmiş en büyük fitne ve ihanet hareketini anında derdest ettik. Hepimiz oradaydık. Vatanımıza, bayrağımıza, ezanımıza hep birlikte sahip çıktık. Çiğnetmedik namusumuzu, yedirtmedik başkanımızı! 251 kahramanımız ‘Türk’ olmanın bedelini şahadetleri ile ödediler. 2 binin üzerinde insanımız ise gazi oldu. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. VeRabbim bu millete bir daha 15 Temmuzlar yaşatmasın…

Unutmadık! Unutmayacağız! Unutturmayacağız…

Selametle…