Referandum kararının hemen ardından, ‘Evet/hayır’ kampanyası, ansızın başlayıp hızla gündeme oturdu.

Kamuoyundaki tartışmalarda, hayırcıların referans aldığı ‘Tek Adam’ ’cılık söylemine kafam takıldı.

Şu dünya kuruldu kurulalı iki adam (çokluk) elinden çıkmış doğru düzgün bir iş yoktur. Hatta bu konuda hikmetli atasözlerimiz vardır. Düşünün ki, bir resmi iki ressam çiziyor. Ya da bir arabayı iki adam aynı anda kullanıyor. Eşyanın tabiatı gereği bir ‘işi’ ancak bir ‘adam’ yaptığı zaman dört başı ma’mur intac eder.

Liderler tıpkı bir orkestranın şefi gibidirler. Orkestra her türlü müzik aletinin bir koalisyonundan oluşmuş olabilir ve fakat şef/lider olmadan hepsinin birden yönetmesinden sanat değil curcuna ortaya çıkar.

Siyaset her şeyden önce bir ‘sanat’ tır, insanı, toplumları yönetme sanatı.

Siyasetin ‘Adam’ına ‘Lider’ denir. Tıpkı ressamlardaki ‘ressamlık’ yeteneği gibi ‘Liderlik’ de bir doğal yetenektir. Doğal yeteneklerin bir cazibesi vardır.

Toplumların hayatında lider özelliği olan bir siyaset adamı ortaya çıkınca geniş halk kitlelerini cazibesiyle kendine çeker…

Bu temel doğal gerçeklik nedeniyle koalisyon ile icra edilen işler hep günü/anı/süreci kurtarma işleri olur/olmuştur…

Bir Milletin/Devletin Milli hedeflerine ulaşmak, hatta bir milli hedef/amaç sahibi olmak koalisyonlarla mümkün olmaz.

Liderler rastgele toplumlardan, ‘Millet’ olamamış toplumlardan çıkmaz.

Kolektif akıl dedikleri dayanakta uyduruk, çakma bir kavram ve bir dayanaktır. İnsanların emme-basma tulumba gibi koro halinde evet/hayır sözcüklerini birlikte haykırmaktan bir kolektif akılda doğmaz. Zaten aklın/aklıselimin yolu birdir.

Milletin sinesinden doğan liderler, o milletin hissiyatına, vicdanına, ahlakına, imanına, rüyalarına, hayallerine sahip doğallar.

Bir milletin lider çıkarabilme imkânı, o milletin nefsinde olanı olumlu değiştirebilme niyeti, azmi-gayreti, sabır ve sebatına bağlıdır.

Kâmil liderler, kâmil milletlerden çıkar…

Liderlikte şirk olmaz. Liderlikte şirk savaş demektir.

Siyasetin doğal/tabi kanallarının işletilmediği düzenlerde, sistemlerde, milletin sinesinden çıkan doğal liderler yerine çakmalarına fırsat doğar.

Milletin hissiyatına, vicdanına, imanına, rüyasına ve hayallerine tekabül etmeyen bir çakma lider elindeki yönetim huzur yerine kaotik bir hayatı davet eder. Dolayısıyla seçme/seçilme ve yönetme düzeni, siyaset sanatının, insani doğal kanallarının işletilmesine uygun inşa edilmelidir.

Milletin bir toplumsal organizasyonu olarak tevarüs eden ‘Devlet’ düzeninin teknik adının ne olacağından çok o milletin değerlerine göre niteliği önemlidir.

Hele ki yedi düvel gâvurun, tarih sahnesinden silinmeye çalıştığı aziz Türk Milletinin yeniden sahnede yerini alırken referandumla yapılmaya çalışılan şu sistem değişikliği çok önemlidir.

Bu sistem değişikliği umarım ki, milyonlarcası içinde kuzusunu bulan ana gibi bu aziz milletin kendi hissiyatının evladı olan liderini buldurmayı kolaylaştıracaktır.

Yeter ki siz, milletin önünü açın.

‘Adam’ gibi bir liderin referansı, millettir. Yani bir ‘Lider’in ‘adam’lığı, milletinin değerleriyle örtüşüp/örtüşmediği ile ölçülür vesselam…