“İki günü birbirine eşit olan zarardadır” Hadis-i Şerif

Peygamberimiz bu sözü ile ümmetini çalışmaya teşvik etmektedir. Çalışmada bir süreklilik ve ilerleme kat edilmesi istenmektedir. Müslümanların dünde, geçmişte yaşamamaları gerektiğine yapılan bir vurgudur. Müslümanlığın aslında bir gelecek tasarımcılığı olması gerektiği önerilmektedir. Diğer taraftan, çalışmanın niceliğinden daha çok nitelikte artırılması gerektiğine bir vurgu vardır. Yapılan işte, niyette, ihlasta, hassasiyette, kalitede ilerlemek demektir.

Yine bu söz ile insan için verilen makamların ve nimetlerin bir sınırının olmadığı, insana bu yolla gösterilen makamlara yetişmek ve bir sonraki nimetten istifade etmek için sürekli bir gayret ve azim içinde olmak gerektiği anlatılmaktadır. Yerinde saymanın insanın yapısıyla uygun olmadığına ve yaratılışına ters olduğuna vurgu yapılmaktadır.

Hazreti Peygamber’in (sas) bu veciz sözünün etki alanı aslında bütün sorunlarında çözümüne yönelik ilham veren bir ifadedir. Çalışmak, çalışmak, çalışmak… Bu sözün derinlikli tefekkürü ile sizleri baş başa bırakarak, sürekli ilerlemek, gelişmek için yapılması gereken değişim sürecini çok veciz bir şekilde özetleyen hayvanlar âleminden hikmetli bir değişim öyküsünü de sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kartallar kuşlar içerisinde en uzun yaşayan türlerden biridir. 70 yaşına kadar yaşayan kartal cinsleri vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak isteyen kartalın 40 yaşlarında çok ciddi ve zor bir karar vermesi gerekir. Çünkü bu yaşlarda kartalın gagası uzunlaşıp göğsüne doğru kıvrılır, pençeleri sertleşir, kanatları ağırlaşır ve tüyleri kartlaşır. Avlanması, uçması sorun olmaya başlar, çünkü güçten düşer. Dolayısıyla kartal ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve sancılı sürecini göğüsleyecektir.

Değişmek isteyen, yeniden doğuşu seçen kartal dağın tepesinde kayalıklarda bir yuvaya çekilir. Gagasını sert kayaya vura vura söker ve bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıkınca, yeni gagasıyla pençelerini söker, yeni pençeleri çıkınca da onlarla kartlaşmış tüylerini yolar. Bu değişim süreci aşağı yukarı beş ay sürer. Ama kartal bu acılı, sancılı sürecin sonunda kendisine en az 20 yıl daha bağışlayan yeniden doğuşunu gerçekleştirir ve zafer uçuşuna hazır olur.

Kartalların hayata yeniden doğmak için verdikleri mücadele biz insanlara ibretlik bir değişim dersi veriyor. Biz de yeni bir hayata kanat açmak istediğimizde, aynı kartallarınki gibi sancılı bir değişim sürecinde buluruz kendimizi.

Bu yolda, bir kısmımız daha yolun başında, kendinde yeterli sabrı ve cesareti bulamadığı için pes eder,  alışkanlıklarımızı değiştirme iradesini gösteremediğimiz için vazgeçeriz. Bu gruptakiler olacakların başlarına gelmesini beklerler. Mutsuz ve hayallerini gerçekleştirememiş bir şekilde ayrılırlar bu dünyadan.

Oysa yapmamız gereken, kartallar gibi, yeni bir hayatı gerçekten istemek ve elde etmek için emek vermek, bedel ödemektir. Yeni bir hayata kanat açmak isteyenler, kartalın artık işine yaramayan gagasını, pençesini, tüylerini söküp attığı gibi, eski alışkanlıklarını bırakıp hedefine ulaşmasının gerektirdiği özelliklerle kendisini donatır, olması gerektiği gibi, sancılı ve uzun olsa da dayanırlar bu değişim sürecine.

Ulaşmak istediğiniz hedefiniz, gerçekleştirmek istediğiniz hayalleriniz, gitmek istediğiniz okul, almak istediğiniz eğitim, bitirmek istediğiniz kitaplar, görmek istediğiniz yerler… Gerçekten yapmak istiyorsan sana engel olan nedir?

Al kâğıdı ve kalemi eline istediklerini yaz. Hedeflerinin neresindesin? Onlara ulaşman için ne yapman gerekiyor? Hiç üşenme, yaz! Gerçeklerle yüzleşmen gerekiyor. Unutma soruyu anlamak çözümün yarısıdır. Sorunla yüzleş… Biraz acı verebilir bu değişim ama unutma her doğum sancılı olur.

“Olmuyor” demekten vazgeç.

Mevlana’nın bize yaptığı çağrı gibi: “Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa yazık. Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden ölmeli.”’