Fetullahçı Terör Örgütü öyle bir sabah bir örgüt kuralım diye mi kurulmuştur?…

Bir din simsarı hain bir kitleyi vaazları ile bir anda mı etkilemiştir?

Fetullah denen kimyası bozuk zalim bir anda mı bu kadar güçlenmiştir?…

Fetullahçı Terör Örgütü’nğn doğmasına sebebiyet verenleri bin yıl yazsak…

Bin yıl zaman yetmez…

Bütün tarihçiler yazsa tam anlamı ile izah edilmiş olmaz…

Koca bir cihan devleti yıkılmış…

Zaman bu topraklar için en hüzünlü çağları yaşıyordu…

Cumhuriyet kurulmuş…

Aradan zaman geçmiş…

Bir kesim bilinçli bir şekilde, Müslüman olan bir milleti Müslüman kimliğinden uzaklaştırmış, zaman zaman da korkunç haksızlıklar yapmışlardı…

Ezanına kadar elini uzatmış…

Milletin gönül evini incitmişlerdi…

Kitabını ahırlara saklamak zorunda kalmış bir millet çok gönül sancısı çekmişti…

Sarık İslam kisvesidir, sarık taktı diye idam edilmiş adamlar çağını yaşamıştı bu millet…

Cuma namazı smokinle kılınmış, düşünün tahribatı…

Zilletin en ağır günlerini görmüşlerdi…

Millet bir dönüşüm yaşamış…

Batı hayranlığı artmış…

Kendi kadim medeniyetinden uzaklaşmış…

Camiler hayvan barınağına çevrilmiş…

Ezan mahsun…

İmam mahsun…

Millet mahsun…

Duvara dahi asılamayan mushaf mahsun kalmıştı…

Arap diye son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) tahkir edilmeye kalkışılmış…

Kur’an Arapça olduğu halde lisan hakarete uğramıştı…

Avrupalı olmak, Avrupalı görünmek; medeni olmak, çağdaşlık sayılmıştı…

Yaşmak takan kişi ancak tarladaki kadından ibaret sayılacak noktaya gelmişti…

İslam beldesinde İslam garip, Müslüman garipti…

Çağlar öz vatanında parya olanlar çağıydı…

Anadolu’nun bağrından yeniden doğmak üzere gözyaşı içinde dinini gizli yaşayan bir millet o kutlu doğuş gününe saatlerini ayarlamıştı…

Sonra Kemalist zihniyetliler baskı ve dayatmalarını öyle artırmışlardı ki milletin liderini, yani halkın kendi iradesini idam ettiler…

Sonra yetmedi, okullarda örtülü kızlarımıza inancından ötürü taktığı başörtüsü bahanesiyle zalimce haksızlıklar ettiler…

Bu da yetmedi, imam hatiplerde dini yanı gelişmiş çocuklar yetişmesin diye o okullar kapatıldı…

Milletin oy verdiği partiyi irticai faaliyetlerin odağı olduğu gerekçesi ile kapattılar…

Liderine siyasi yasaklar getirdiler…

Yani yüz yıl boyunca Kemalist zihniyetin ürünü olan darbeler ve darbe yasaları ile halkı canından bezdirdiler…

Darbeler yasalarına halkın anayasası bile dediler…

Bir Fetullahçıyı bir Kemalistten, bir Kemalisti terörist PKK’dan ayrı göremeyiz…

Hepsi aynı üst akla hizmet eden kiralık ajanlardır çünkü…

Hepsi bir havuzda toplanan, başka borulardan o havuza akanlardır…

Hepsi bir merkeze bağlı başka başka sokaklardan gelenlerdir…

Elbiseleri, bıyıkları, düşünceleri ayrı ama hizmetkar oldukları kafa, üst akıl aynı…

İşte tam da o zor süreçlerde planlı bir şekilde kırk yıldır örgütlenenler için zemin artık hazır ve kaygan hale gelmişti…

Bu ülkenin inançlı çocuklarına zulmeden yapı o çocukların ruhunu işgal eden Fetullahçı Terör Örgütü’ne bilinçlice itilmişti…

Planları emir dahilinde yarım asırlık düzene karşı işleme girmeye başlamıştı…

Hazırlıklar öylesine değil, büyük bir titizlikle yapılmış, belliydi…

O alçak örgüt temiz ailelerin zeki çocuklarını beyinlerini yıkamak sureti ile güya Kemalist zihniyete karşı devlete sızmayı öğretiyor…

Devlet kafirlerin elinde, biz devlete nüfuz etmeli ve ele geçirmeliyiz palavraları ile gençler motive ediliyordu…

Zira sorular çalınıyor, inançlı çocuk bunu sorgulamıyor, bu bir hak gaspı demiyordu…

Hedef altın nesilmiş… Yalan…

Oysa katil nesil olmaları için hazırlananlardan olmuşlar…

Öyle fetvalar veriliyordu ki…

Bırakın soru çalmanın vebalini, “karı kız” meselelerine olur deniyor…

İçki serbest deniliyor…

Oruç tutma deniliyor…

Başını aç deniliyor…

Gerekirse zina yap, günah değil, hizmet deniliyor…

Kız çocuklarının banyo görüntüleri çekilip makam sahipleri tehdit ediliyor…

Ve buna fetva veren sapığa hoca deniliyordu…

İslam ortadan kalkmış, bir zalimi Tapınakçı yapmışlar, anlamıyorlardı…

Öyle öğretmişler ki onlara, her kötülüğün adı hizmet…

Ya bir insan da çıkıp, bu ülke bizim, bu vatan bizim, niye bizim olana sızalım demiyor…

Bu yapılanlardan Allah razı olmaz diye sorgulamıyor…

Devleti ele geçirip, gücü elde edip, vatanını Batı’ya teslim etmek için çalıştığını hiç kimse mi görmüyor…

Bunca zaman kimse mi içeriden bu pis ajanları görmüyor…

Anneden babadan cayacak, gerektiğinde halkına ölüm yağdıracaksın diye katile dönüştürülen bu insanları bu hale nasıl getirdiler, anlamak hakikaten güç…

Zira insan bir karıncayı dahi kalbine dönüp baksa incitemez…

Sonra o örgütte yetişen insanlar sınırlarda Pensilvanya canisine hizmet etmek için PKK’ya her türlü yardımı etmişler…

Ve öyle bir noktaya gelmişlerdir ki…

Bir gece ülkelerini, yani vatanlarını kendileri işgal edip yüzlerce insanımızın şehit olmasına neden olmuş katiller sürüsüne dönüşmüşlerdir…

Yani üç ayrı örgüt, üçü de Vatikan’a hizmetkardır…

Hiçbiri bir diğerinden daha az tehlikeli değildir…

Hepsi zehirli katiller sürüsüdür…

Hepsi dünya ahiret bedel ödemesi gereken canilerdir…

Onlara inanan kitle de birbirine düşman kitle olmasına rağmen, yukarıda işler yol arkadaşlığı noktasındadır…

Birbirine bağlanma nedenlerinin bir başka amacı da korkunç kirli para sevkiyatıdır…

Kabarık banka hesapları hırsızlıklarını ele vermektedir…

Şüheda fışkıran bir vatana böylesine ihaneti Yunan zalimi yapmamıştır…

Havuza gelen para militanlara dağıtılırken adına hizmet denilmiştir…

On Beş Temmuz’da hepsinin pis ve kirli ilişkileri ortaya çıkmış, hepsi bir odadan yönetiliyor olarak basılmış bulunmuştur…

Çokça söylenen, ya bu Atatürkçü, ne işi olur Fetullahçılarla sözü bilinçlice söylenmektedir…

Akın Öztürk kimdir?…

Hepsinin birbiri ile olan işi büyük Türkiye’yi Batı’ya teslim etme işidir…

Nasıl mı?

Biri kapıya vuruyor…

Diğeri kapıyı açıyor…

Bir diğeri gözlemcilik yapıyor…

Milletin bütün değerlerine düşman bu alçak üç kafa elimizden vatanımızı almaya kalkarak o gece her türlü ortaya dökülmüş oldular…

Hepsi birbirine bağlı kanlı kirli bir zincirin halkalarıdır…

Ondan sebep hiçbirine güven olmaz…

Tehlikenin geçtiğini sananlar, bin yıldır var olan tehlike kıyamete kadar sürecektir, bunu unutmasın…

Tehlike her daim vardır ancak şehit şehit yücelen şanlı bir millet de vardır…

Vatanını hafife alanlar, bedelini vatansız kalarak ağır ödemekle karşı karşıya kalabilirler…

Kötülüğe hizmet eden her kimse, başında sarık olsa…

Üstünde yeşil parka…

Hiç fark etmez…

Zalime hizmet ediyorsa, elbisesi aldatmaca, vatan hainidir her durumda…

Hiçbir Fetullahçı terörist…

Ve İslam düşmanı, Anadolu halkına düşman, Kemalist kafa…

PKK terör örgütü birbirinden ayrı, bağımsız değillerdir ve hiç de ayrı olmamışlardır…

Bir ülkenin elli yılını çaldılar…

Bize düşen hızlı ve enerjik olup o açığı kapatmak…

Kötülere karşı çok uyanık ve akıllı olmak…

Bir daha aynı yerden ısırılmamak…

Yeni bir çağ yaşayacağız, milletin kutlu baharı kapıda…

Az kaldı az o mübarek zamanlara…

Yeter ki hep birlikte iyiliği artıralım…

Bu ülke kadim bir ülkedir ve öyle kalacaktır; bu yanımızı hep diri tutalım…