Bazı şeyler vardır ki, farklılık kabul etmez. Onlarda mutlaka herkes aynı noktada olmak zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin değişmez ve bölünmez bütünlüğüdür en başta gelen bu nokta… Milli davalarda bile ortaklaşamamak ne hale geldiğimizi, millet olma vasfımızın nasıl aşındırıldığını ortaya koyuyor.
Bunu en çok aşındıran iki parti ve tek bir akıl görüyoruz: CHP-HDP-PKK.
CHP’yi daha sonraki yazılarım da değerlendirmeyi planlıyorum; lakin hainlikte sınırı çoktan aşan HDP-PKK’yı konuşmak, yazmak, anlatmak boynumuza bir vatan borcu.
Daha birkaç ay önce Türkiye’leşiyoruz diye seçim kampanyası yürüten sözüm ona demokratik HDP, bakın şimdi ne yapıyor.
Diyor ki: “PKK-HDP, buralara ya biz hakim olacağız ya da buradaki tüm Kürtler ya ölecek ya da göç edecek. Kürt halkına öz yönetim istiyoruz, özgürlük istiyoruz”…
İşte Kürtlerin kurban edildiği öz yönetimin özü, hemen hatırlayalım 6-7 Ekim olaylarını ve bugünü hiç unutmayalım…
KCK eş başkanı Besè Hozat’tan vandalizm çağrısı: “Gençlik AKP’ye ait her şeyi yakmalı, Türkiye’yi yangın yerine çevirmeli.”
PKK, evinin mevzi yapılmasını istemeyen yaşlı adamı katletti.
PKK, Ergani’de kaymakamlık binasına roketatarla saldırdı, Demirtaş’ın hafif silahlı gençleri…
Yüksekova’da PKK’lı teröristler, zırhlı polis aracı geçerken bir menfeze yerleştirdikleri EYP’yi infilak ettirdiler.
Miray 3 aylıktı… HDP-PKK’lı hainler, bugün Cizre’de onu başından vurdu… 73’lük dedesini de sırtından… İkisi de öldü.
Belediyenin kepçesiyle hendek kazan, molotofla yaktıkları kültür merkezine itfaiye göndermeyen, ambulansa kurşun sıkanlar demokrasiden mi yana?! Cami yakan, Kur’ân-ı Kerim yakan, cami hoparlörlerinden PKK marşları çalan bir zihniyetten de başka bir şey de beklemiyorduk…
Aslında tek düşmanları; Anadolu’nun milli ve yerli iradesi!
İşte her sözlerinde demokrasi ve insan hakları havarisi kesilen HDP zihniyetinin, Diyarbakır’a ve bölgeye verdiği yıkım ve tahribat.
İnsanlar elbette farklı düşünebilir, farklı fikir ve düşünce odaklarına bağlı olabilirler. Ama fikri ve siyasi farklılıklar ortak paydalarda buluşmamayı gerektirmez. Aynı vatan coğrafyasında yaşayanları bir araya getiren pek çok müşterek değerler var. Bu değerleri topyekun yok sayarak kendi fikir ve düşüncesini silah zoruyla dayatmak, isyan çıkarmak, vatan hainliği yapmak bu ülkenin müşterek değerleri kesinlikle değildir.
Eş başkan mıdır; ÇÜŞ başkan mıdır, ne olduğunu anlayamadığım Demirtaş ve benzerlerinin ideolojisi yok, kimliği yok, kişiliği yok; ABD’nin lider yetiştirme programlarında devşirilmiş iradesizler grubu, bunu bilir bunu söylerim…
İnsan kendine, kendi ülkesine bu kadar mı yabancılaşır. Düşünmeyi öğrenemedikleri için kimliklerini, kimliklerini kaybettikleri için de bu ülkeye sadakatlerini ve kendilerine bağımsızlıklarını kaybettiler.
Aydın Doğan medyası, “Bugün öz yönetim direniştir” diyen PKK sözcüsü Demirtaş’a destek verdiği için utanıyor mu acaba? Ya beyaz Türkler?
HDP ya siyasal konumunun demokratik çerçevede hakkını verecek ya da siyasal konumunu hainliğe bağlayan duruşunun hesabını!
“Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.”