Biz kainat gibi her dem yeniden dirilen bir filiziz, ayet ayet her an yenilenen bir fikiriz. Okudukça anlarız, okudukça oluruz, oldukça diriliriz.

Beşeriyetin vahiyden nasibi itmam oldu. Biliyorum, artık gök aleminden haber gelmeyecek. Kutlu Nebi aramızdan ayrılalı çok oldu. Lakin biz okudukça “nüzul” devam edecek. Biz konuştukça ve koştukça O’na; hasret bitecek ve ötelerden bize bir gök sofrası kurulacak. Biz andıkça O’nu, sesimiz mukarrebunda aks-i seda bulacak. Biz emekledikçe O’na, ebabiller yeni görevler için havalanacak. Biz emek verdikçe, O da ekin verecek. Biz güvendikçe O’na, O da bize güvenecek. Biz evlek açtıkça, O da su indirecek.

Yeterince dolanıp durduk Sina çöllerinde, yeni fetihler için gök ordusu hazır. Çok bekledik Rabbim, çok bekletildik. Bize fırsat ver, bize güç ver. Omuzlarımızı arz-ı hudut kalplerimizi sahib-i şühut kıl.

İşte şimdi yeniden diriliş vakti.

Bayrağı düştüğü yerden kaldırmak için yeniden diriliş…

Arzın yetimlerine ana baba olmak için yeniden diriliş…

Kıyıya vuran masumların ahı üzerine ahdetmek için yeniden diriliş…

Afrika’daki müstemlekeler, Bangladeş’teki sahipsizler, Suriye’deki cinayetler, Filistin’deki murakıplar, Afganistan’daki garibanlar için yeniden diriliş….

Acıları yazmaktan tükenen mürekkeplerimizi terkip ve terhis etmek için yeniden diriliş….

Ümmetin mazlumlarının akmaktan kuruyan göz pınarları için yeniden diriliş….

Memleketin evladının istikbali için yeniden diriliş….

(Ki arzı memleket kılmıştır bize Yaradan)

İki yüzyıldır süren bu kesif gecenin zehirlediği zifiri yarmak için yeniden diriliş…

“Kalbi doğru olmayanın imanı, dili doğru olmayanın kalbi doğrulmaz” demişti Hazreti Nebi.

Eğrilen kalpleri doğrultmak, dolanıp lal olan dilleri çözmek için yeniden diriliş…

Kalpleri iman nuruyla parlatmak, putları tevhit bombasıyla patlatmak için yeniden diriliş…

Atomize edilen hakikati tevhit etmek, evrenin doğallığına tezat düaliteleri tekfir etmek için yeniden diriliş…

İmanın hakikatini yeniden belleyip dilden gönle indirmek için yeniden diriliş…

Hakkı tutup kaldırmak için, kibri çekip indirmek için yeniden diriliş…

Kilisede Yasin okuyan Hacı’yı uyandırmak, vakitsizce çan çalan zangoçlara saatin üçü değil BİR’i vurduğunu göstermek için yeniden diriliş…

Dini olan ile lâdini olan arasındaki dengenin, kutsalın aleyhine şiddetlenen kasırgasına paratoner olmak için yeniden diriliş…

Hayatımızda Allah’tan popüler olan her şeyin aslında kocaman bir put olduğunun ayırdına varmak için yeniden diriliş…

Yitiğimizin farkına varmak, yiğidi düştüğü yerden kaldırmak için yeniden diriliş…

İlim kütüphanesinin labirentlerinde yolunu arayan irfana fener olmak için yeniden diriliş….

Kibrit-i ahmerin yollarını aşındırmak, bulamasak da arayanlardan olmak için yeniden diriliş…

Kaybettiğimiz masumiyeti tekrar ihya etmek, İsa Mesih gibi ölü canlara ruh üflemek için yeniden diriliş…

Nisyan illetiyle malulen emekliye ayrılan anılarımızdaki şanlı ama öleyazmış geçmişimiz adına yeniden diriliş…

Hizlana varmadan hali pürmelalimiz, bu yok edici erozyona dur demek için yeniden diriliş…

Fe eyne tezhebun? (Nereye gidiyorsunuz?!) nidasına muhatap düşmeden yeniden diriliş…

Nuh’u tufandan, İbrahim’i ateşten, Yusuf’u kuyudan, Muhammed’i mağaradan kurtarana ant olsun ki!

Şimdi yeniden diriliş vakti!