Üst akıl var mıdır; yok mudur tartışması bir zamanlar televizyonlarda yapılırken ‘Üst akılda nedir? Her şeyi üst akla bağlama kolaycılığı var bu memlekette’ gibi üst perdeden konuşan yorumcuların alaycı tavırları dün gibi hafızalarda. Onlar için gezi iç dinamiklerle gelişen bir sosyal tepkiydi, onlar için 15 Temmuz girişimi kontrollü bir darbe senaryosundan ibaretti.

Adil Öksüz’ün ABD konsolosluğu ile görüşmeleri ve bu görüşmelerin içeriğinin neler olduğuna dair savcılığın konsolosluğa gönderdiği resmî yazılara cevap vermemesi, bu üst akıl alaycılarının uyanmasını da sağlamadı. Bir ABD’li Papaz’ın yaptığı etkinlikler ile Türkiye’de din görünümlü bir cemaat şebekesinin ilişkileri ve yazışmalarının ortaya çıkması ile de düşüncelerini değiştirmediler.

Büyükada’da yapılan toplantı masum bireyler tarafından gerçekleştirildi tezini devletin ortaya koyduğu delillere rağmen savunmak da üst akıl gerçeğini itibarsızlaştırma çabası mıdır bilemiyorum!

ABD konsolosluğunda bir Türk çalışanının emniyetten birçok FETÖ’cü polis ile bağlantılarının ortaya çıkması da üst aklı yok sayan zihniyet açısından değişen bir şeylerin olmadığını gösteriyor. ABD’nin Halkbank üzerinden Türkiye’yi suçlama girişimine kendilerince haklı gerekçeler üretenlerin üst akıldan yana tavır koymaları, üst aklı yok saymaları kadar da acınası görünüyor.

Darbe girişimini gerçekleştiren terör üyesi militanların kaçıp sığındığı ülkelerin hiçbirinin darbecileri Türkiye’ye iade etmeyi düşünmek bir yana kendilerine verilen dosyalarını bile incelememelerini de olağan karşılıyorlar. Pakistan’ın üst düzey bir FETÖ’cüyü iade etmesine kızsalar da dışa vuramadıkları ise aşikâr.

Aynı zihniyetin üyeleri son olarak Osman Kavala’yı Türkiye’de insancıl faaliyetlerin öncüsü olarak adlandırıp Güneydoğu’daki etkinliklerini ve Gezi olaylarındaki katkılarını göz ardı etmemizi bekliyorlar. Bu kadar yaşanan olayları hala üst aklın dışında gerçekleşen olağan olaylar olarak kabul edenler ‘üst aklın piyonları yakayı ele verirken’ üst akıl adına piyonlarını kurtarmak için silahlı mücadeleden bahseder hale geldiler.

Bizdeki üst aklı göremeyen başdanışmanlar, gazeteciler, sözde yazarlar ve siyasiler… Yukarıda yaşanan süreçle açığa çıkarlarken ve üst aklın piyonları da yakayı ele verirken sizce hala neyin mücadelesini veriyorlar? Devam edeceğiz.