Ümmet bilinci, şuuru, fikri ve istikameti Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in yolunda, özünde, onun ilmi ve fikri düşüncelerini kendisine hedef edinmek demektir. Topluluklara insan olmayı öğreten, insanı insan yapan insani değerlere kavuşturan Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem’in yolundan gitmek insanı Ufuk ve Yaşantı şekli itibari ile en yüksek mertebelere ulaştırır. Sizce ufku ve yaşantısını Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem’in yaşantı tarzına benzetmek isteyen, onun hüznü ve gönlü ile gönlünü paklaştırmak isteyen bir nesil var mı? Maalesef! Çünkü zemin çürütülmeye başlanmış, manevi değerlerimiz teker teker sinsi bir biçimde yok edilmeye maruz bırakılmıştır. Eğitimin adı değişmiş öğretim olmuş, Üstad’ın ismi değişmiş öğretmen olmuş, talebe öğrenci olmuş, medrese okul! Yani eğitimin öğrenim olması bilgileri yaşamaya meyletmez! Çünkü eğitim öğrenilen bilgileri manevi değerler atmosferinde yaşamak ve yaşatmaktan ibarettir. Öğretim ise öğrenilen bilgileri sadece başkalarına öğretmekten ama yaşamaktan uzak olmaktan ibarettir. Yaşamayan ve yaşatamayan toplum, manevi değerleri çürütülmeye başlayan omurgasından aldığı darbe neticesinde felç kalmaya geçici süre itibariyle mahkum edilmiş toplumdur.
Çevremize bir bakalım, dava şuuruna haiz bir toplum görüyormuyuz? Öğrendikleri ile amel eden? Öğrendiği bilgileri yaşayarak insanlara anlatan bir topluluk var mı? Bu bu öğretim sistemi ile değil, eğitim sistemi ile olacaktır! Yaşayarak yaşatamazsanız, yaşayacak bir nesil bırakamazsınız!
Yaşayamayan toplum, “ceddim yaşadı” cümlesine nail bir toplum değildir! Cedim demek medeniyetine sımsıkı sarılan, değerlerini nesillerden nesillere aktaran toplumlara aittir. Bu gidişat ile toplumda Ced ifadesine nail olacak toplumun nadide Gül’leri parmak ile sayılamayacak kadar azdır.
Yalnız unutmayalım ki!
Düzelme telakkisine ma’ruf bilgiler ile yönelen topluluk azda olsa çokluğa galip gelecektir.
Vesselam!