Gençlerbirliği karşılaşması sonrası bildiğimiz üzere şampiyonluk yolunda kredisini kaybeden bir Galatasaray vardı. Kredi tükenince ne oldu? Tudor severler ortaya çıktı. Ve sordukları soru şu oldu: “Terim ile Tudor arasında ne fark var ki?” İşte o fark dün gece derbide ortaya çıktı. Tudor ile Terim’i kıyaslayanlara resmen gülüyorum. Tudor, Fatih Terim’i görse imza ister imza… Galatasaray son 2 yıldır derbi kazanamıyordu.
Bu 2 yıllık kötü gidişe Beşiktaş’ı yenerek son verdi Fatih Terim. Aynı kadro Tudor’da da vardı Terim’de de var. Sonuçlara baktığımız zaman kim daha başarılı? Derbiler de 3-5 yiyen Tudor mu? Yoksa Galatasaray’ı, Galatasaray yapan Terim mi? Bu sorunun cevabını size bırakıyorum.
Mariano çıkmadı sadece şekil değiştirdi
Gelelim derbiye… Hani bir söz vardır ya: “Her şey de bir hayır vardır” Evet her şey de bir hayır var! Dün gece ki mücadelede Mariano sakatlanıp çıktı, yerine Linnes dahil oldu. O esnada Galatasaraylı taraftarın bir kısmından şöyle bir ses duydum: “Eyvah!” Haklılar da “Eyvah” demekte. Mariano bu sezon gol yollarında takımına katkı sağlayan en iyi oyunculardan biri. Linnes’in kumaşı kaliteli ama zaman zaman düşüşler yaşıyordu. İleriye gittiğinde geri dönemiyordu. Ama bunların hiç birini Beşiktaş’a karşı yapmadı! Linnes, Rodrigues’e golü attıran futbolcu oldu. Yani Mariano oyundan çıkmamıştı sahanın içindeydi, sadece şekil değiştirdi.
Nagatomo’yu da unutmamak lazım!
Galatasaray’a geldiği günden beri canını ortaya koyarak oynayan bir futbolcuyu unutmak kolay mı? Nagatomo Galatasaray’ı çok sevdi. Galatasaray’da onu tabi ki. Sanki yıllardır Galatasaray’da top oynuyormuş gibi bir performans sergiliyor. Dün gece kendini bir kez daha kanıtladı Japon futbolcu. Sol kanattan hiç kimseye geçit vermedi. Ayrıca Nagatomo, benim gözümde forvet gibi… Ne zaman Nagatomo’yu saha içinde arasam Gomis’in yanında görüyorum. Gol atma ve asist yapma arzusu hiç bitmiyor, bitmesinde. Uzun lafın kısası Galatasaray dün gece harika bir futbol oynayarak taraftara şu mesajı verdi: “Şampiyonluk yakın, meşaleyi yakın”