Dünya üzerinde adaleti sağlamak için uluslararası hukuk kuralları ortaya konmuştur. Amaç, barış içinde dünyada yaşamak. Bu kurallara imza atan ülkeler öncelikle kendini büyük gören ülkelerdir. Amerika, Avrupa ve diğer gelişmiş ülkeler. Dolayısı ile öncelikle bu kurallara kendileri uymak zorundadırlar.

Birleşmiş Milletler adı altında da bu barışa öncülük edilmiştir. Uluslararası Ceza Mahkemeleri de bu çerçevede kuruldu.  Dünya barışı adına bu çalışmaları yürütenler, kendi kurdukları sistemi kendileri bozarsa ne olur? Kendileri de yargılanabilir değil mi?

Bu duruma düşmek istemeyen gücü elinde bulundurduklarını düşünen ülkeler, bu kuralları aşmanın yollarını aradılar ve buldular. Başta ABD şimdilerde ayyuka çıkan terör örgütlerini kurma ve bunları kullanma yöntemleri işte bundandır.

Böylece kendi koydukları kuralları, kendileri çiğnememiş oluyorlar. Örgütler kurdurup, onlara para ve silah desteği sağlayıp kullandıktan sonra yöneticilerine iyi bir yaşam sözü verip, istediklerini almaya çalışıyorlar. O örgütlere kanıp, kullanılan ve bu yolda ölenler ise kimsenin umurunda değil.

Dünyayı bu yöntemle karıştıranlar, kendi ülkelerinin çıkarlarını elde etmek adına masumların kanını dökmekten çekinmemektedirler. Sonra da laf salataları ile algı yönetimi yapmaktadırlar. Bu yöntem için de gerekli argümanlarının başında medya kuruluşları vardır. Sosyal medyaları vardır. Hepimizin kullandığı sosyal medyadaki her türlü fikir ve insanların özel anlarına kadar yapılan tüm paylaşımlar, takip edilerek dünya üzerinde kimi nasıl kullanabileceklerinin hesabını çoktan yaptılar bile…

Duygularınızı paylaştığınız, hatta çevrenizi paylaştığınız, hatta yediğinizi ve içtiğinizi paylaştığınız bu alanlar size sunulmuş özgürlük alanı değildir. Sizin tüm duygu ve dünyanızı kayıt altına alıp, sizi nasıl kullanabileceklerinin belirlendiği alanlardır.

İşte bu alanlarda insan devşirip, duygu ve düşüncelerinizi kullanabileceği örgütler kurdurup, sizlerin bu duygu ve düşüncelerinizi istismar ederek, kendi çıkarlarını korumaktadırlar.

Sosyal medya hesabınızı hangi dilde kullandığınızın da bir önemi yoktur. Artık kurulan sistemde, yapılan kodlamada her dili istedikleri dilde ve şekilde önlerinde bulmaktadırlar. Bu yüzden kurdurdukları örgütlere nereden kimleri dahil edebilecekleri, kimlerden nasıl destek alabilecekleri bellidir.

Üstüne üstlük, hepimiz bunları kullandığımızdan, bu işte para harcamak bir yana milyar dolarlarımızı da ceplerine indiriveriyorlar. Daha ne olsun…

Terör örgütü DAEŞ ilk kurulduğunda tüm dünyada dolaşan katliam görüntüleri şimdi neden yok? Çünkü algılara yönelik bir operasyon gerçekleştirildi. Bu terör örgütün ne kadar vahşi olduğu algısı. Bu örgütten kurtulmanın hayati mesele olduğu algısı. Hemen peşinden de ikinci planları devreye girdi ve terör örgütü PKK, YPG’yi devreye soktular. Bu terör örgütleri de Kürtleri kullanarak, Kürtlere devlet kurdukları yalanı ile ABD gibi ülkelerin çıkarlarına hizmet etmektedirler. Zaten maaşlarını da ABD veriyor. Bu örgütlerin liderleri menfaatler içinde yaşarken, kandırılmışlar ölüme terk ediliyor.

Şimdi Türkiye, tüm bu oyunları bozuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Müslümanlar’ı birbirine düşürüp, Türkiye’ye operasyon çeken tüm oyunların karşısında dik durması, ümmeti heyecanlandırdı. Çünkü, diğer İslam dünyası liderleri sessizce seyretmekteler.  Küffar ile savaşa giden askerin, ‘düğüne gidiyorum’ demesi bu yüzden. Şimdi biz, küfre karşı, oyunlara karşı bir olacağız, birlik olacağız ve bu mücadeleyi Allah’ın (cc) izniyle kazanacağız.

Selam ve dua ile…