Ümmet bir bataklığa girmiş sürekli etrafında vızıldayan sivri Sinem’lerle uğraşmakta. İslam gençliği bataklıklarda boğuluyor. Batı medeniyetinde Ümmetin bel kemiğini çatlatıyorlar, ümmet farkında değil. Dünya genelinde aile yuvaları dağılıyor, çocuklar yetim kalıyor, şuursuz, idealsiz bir gençlik yetişiyor. Her gün onlarca çocuk uyuşturucu bağımlısı oluyor. Göz göre göre gençlik uçuruma doğru sürükleniyor. Son yıllarda eşler arasında boşanmalar artmaya başlamış. Boşanma sonucu iki arada kalan çocukların ruh halleri perişan. Medya kuruluşlarından TV, boşanmayı teşvik ederken, iletişim araçlarından internet de, aile temelinin zayıflamasına neden oluyor. Eşler birbirlerine tahammül edemiyorlar. Birbirlerinin yüklerini, sıkıntılarını paylaşamıyorlar, taşıyamıyorlar. Neden aralarında saygı yok? Aslolan; bizi biz yapan inancımızdan, bizleri uzaklaştırıp, her tarafa yönlendiren Batılı zihniyetten kurtulmaktır. Tesettürümüz Batılılar’ın oyuncağı haline gelmiş bizi istedikleri giyindiriyorlar. Biz hala bunun farkında değiliz. Manevi değerlerinden kopuk bir toplum bireylerinin namus kavramı zedeleniyor, saygı kalmıyor ve ahlak ve maneviyat diye bir düşünce gençliğe verilmiyor. Bu şuur ile yetişen bir gençlik, gelecekte acaba, bir kurtuluş savaşı söz konusu olsa, ecdadımız gibi bu ülkeyi savunabilecekler midir? Böyle bir gençliğin yetiştirdiği çocuklar da nasıl olur dersiniz? Böyle yetişen bir gençlik bu medeniyetin geleceğini nasıl düşünebilecek? Uyuşturucu yaşının yedi yaşlarına kadar düştüğü geçliğin halini düşünen biri var mıdır? Genç nesilde fuhuş yaşı ortaokullara kadar indi deniyor. TV ekranlarında, okulda fuhuş öğrencilere, ailelerin hoşgörülü davranışı olarak teşvik ediliyor. Yuvalar babasız, annesiz dağılmış aile çocuklarından geçilmiyor.

Bugün Türk toplumunun refah seviyesi oldukça iyi duruma yükseldi. Gelir artıkça toplumlar yozlaşıyor, aile menfuru kalmıyor; saygı ve sevgi yitiriliyor; gençlik elden gidiyor. Peki ya gelişen yozlaşan dünyamızda çocukların, gençlerin hali ne olacak? Kaybedilen anne, baba, büyük, küçük, hayâ duygusu, utanma erdemi yeniden nasıl kazanılacak? Bununla ilgili alimlerimiz ne yapıyor? Maneviyatı alınmış, benliği köreltilmiş, sinirleri çekilmiş gençliğe okullarda kuran, hadis, peygamberin hayatı dersi nasıl olacak? Hangi dini anlatacaksınız? Bununla ilgili hangi alim kardeşim bir adım artı. Ben saymaya kalksam bir elin beş parmağı kadar eder mi şüpheliyim.

Osmanlı’nın uyanmaması için dış güçler ninni söylüyor. Aslında bu bir milletin çöküşüdür. Dünyanın helakine doğru gidişin başlangıcı…

Gündemi biz oluşturmuyoruz! Gündemi onlar oluşturuyor biz müdafaa ediyoruz. Bu da ümmetin bir çöküşüdür. Ümmet olarak sonu hayır olmayan bir uçurumun kenarındayız. Her an düşebiliriz. Bunun için gençliğin tek reçetesi tekrar özüne döndürüp ilim ile muhatap ettirmek. Yeniden ümmet bilincini vermek.

Tebliğ içermeyen müdafaa zamanla çöküş demektir. (Ömer Faruk AKKAYA)

Vesselam…