Müslüman olmak her şeyin ötesinde bilinç ve farkındalık istiyor.
İnsan etrafında dönen dünyanın farkında olması, yaratılışındaki mükemmeliyetin hayretinde olması gerekiyor.
Etrafa baktığında, bu koca evrende, nokta kadar bile yeri olmayan “dünya” denen bir gezegende yaşadığını görmeli insan…
Sürekli hava denen bir şeyi içimize çekiyor, binlerce çeşit istek ve duygu barındırıyoruz.
İnsan bazen kendisine; Sahi biz ne arıyoruz burada diyor…
Bu dünya modern bir hapishane mi yoksa? …
Yukarı çıkamıyoruz, aşağı desen inemiyoruz, sanki birisi bizi buraya kilitlemiş burada suçunu çeken mahkûmlar gibi miyiz yoksa?
Bir güç bizi buraya koymuş, havasını, suyunu, ekmeğini, aşını vermiş. Sonra içine değişik duygular nakşedip,
Ey insan! Burada yaşa demiş…
İnsan ise; Bu alemde varlığının ispatını onu Yaratanın varlığını bularak keşfediyor.
Dünyada yaşayan her varlık sahibini arıyor…
İnsanda sürekli sorguluyor..
Sorgularken sorduğu sorulara en doğru cevapları bulabilmek için sağlam bilinçlilik gerekiyor.
Zaman az..
Dünyada ise insanın şeytanı çoktur.
Bundandır ki insan kısa olan bu alemde kararını doğru vermesi gerekmektedir.
Eğer ki yanlış fikrin içerisinde miyim değil miyim sorgusunu sürekli sorup istikametini doğru belirleyemiyorsan sonuç hüsran olacaktır.
Neye inanıyorum?
İnandığım şeyin farkında mıyım gibi sorular bazen zihinde yer edinir.
İnsan ince bir çizgide yaşar, sırattır beyin.. Ne zamanki iman var olur insanda o zaman aşar sıratını.
İnsan ki;
Birilerinin ne yaşadığına bakarak “Müslümanlığı” anlamaya çalışmaz..
Müslümanlığı doğru rehber ile anlayıp yanılmama yolları açar kendisine..
İnsan düşünen bir varlıktır. Düşünerek bu kâinattaki var olmasının sebeplerini bulur.
Düşünen beyin bilinçli sonuçlar elde edebilmesi için “gerçek bilgi” ile dolu olması gerekir. Yama yapılmış bir zihin imanın mükemmelliğini keşfedemez.
Müslüman bilinçli olmalı… Farkında olmalı. Uyuşturulmuş bir beyin taşımamalı. Nöronları aktif, yüreği duygu dolu olmalıdır.
Okuduğu, öğrendiği bilgileri çeşitli filtrelerden geçirmeli, doğru Müslüman olmanın yollarını aramalıdır.
Yüce Kitabımızda;
“Ey iman edenler! Bir fasık tarafından size haber getirilince: araştırın, olur ki bilmeden bir topluluğa zarar verirsinizde pişman olursunuz”(hucurat.6),
Ve.. Atalarımızın konuyu destekleyen çok güzel bir sözü vardır ; “Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder” diye..
Bundan dolayıdır ki; Dinimizi öğrenirken yarım hocaların yarım cümlelerine değil, doğru âlimlere itibar etmek gerekiyor.
Çağdaş dünyanın bu karmaşasında bir anda ölüm gerçeği bizi bulabilir..
Her şeyin bir ömrü vardır.. Ama Ölüm hiçbir zaman ölmez..
Yaşamak bir şanstır.. Halen nefes alıyorsak halen kalbimiz atıyor ise bu alemin farkına varan bilinçli Müslümanlar olmak gerekiyor.
Yerin altında değiliz..
Farkında mıyız ?