CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Samsun’da yaptığı konuşmada, “Rejimi değiştirelim mi değiştirmeyelim mi bu da tartışılabilir. Bana sorarsanız bugünkü rejimde hatalar var mı, eksiklikler var mı, var tabii. Söyleyeyim bir siyasi ahlak kanununa ihtiyacımız var. Siyasi ahlak kanunu çıkmak zorundadır.” dedi.

Siyasi ahlak kanunu!.. Kulağa gerçekten hoş geliyor, değil mi?

Ancak bunu söyleyenin cemaziyelevveline bakmak lazım. Gerçi mevcut hâli de pek iç açıcı değil ya!..

Bu adam, geçmişte bir mitingde, binlerce kişinin önünde o zaman başbakan olan Cumhurbaşkanımızın ahirete yeni göçmüş olan anasına küfretmekten çekinmemişti ve bunu da mitinge gelen CHP’liler alkışlamıştı.

Nerede ahlak?

Meclis’te kendi grubuna yaptığı bir konuşmada, “Aile Bakanı zaten birilerinin önüne yatmış vaziyette…” demekten çekinmemişti. Bir kadın bakanımıza bunu diyebilmek… Kılıçdaroğlu, yine aynı günlerde özür dilemek yerine AK Partililer için “Hırsızların altına yattılar!” diyerek işi galiz küfür boyutuna taşımıştı.

Nerede ahlak?

Basın mensuplarına verdiği bir demeçte, “Erdoğan, milletin anasını belleyenlerin adayıdır demek lazım Recep Tayyip Erdoğan için…” diyebilmişti yüzü hiç kızarmadan…

Nerede ahlak?

CHP Grup Toplantısında Kılıçdaroğlu konuşurken CHP’liler, “Tayyip’in … yıldıramaz bizleri!” diye sloganlar atmış; Kılıçdaroğlu, en ufak bir müdahalede bulunmadığı gibi yüzüne memnuniyet ifadeleri de yansımıştı.

Nerede ahlak?

Bu millet Ahmet Necdet Sezer kadar taraflı, önyargılı, dışlayıcı, ülkenin önüne takoz koyan bir cumhurbaşkanı görmemiştir, inşallah bundan sonra da görmez. Ancak Cumhurbaşkanımız, meydanlarda hiçbir zaman “Ahmet” diye hitap etmemiştir!.. Bu ülkenin başı olan Cumhurbaşkanına ismiyle hitap eden, seçim meydanlarında ağaca çıkmış taraftarlarına “Sallayın Recep düşecek!” diye ucuz espriler yapabilen Kılıçdaroğlu için ahlak nerede başlar, nerede biter?

Nerede ahlak?

Bu ülkenin başbakanına “baş çalan, baş hırsız” diye hakaretler etmekten çekinmeyen; stüdyolarda üretilmiş, yasa dışı ses kayıtlarını suç olduğunu bile bile Meclis’te dinleten kişi için ahlak ne ifade eder ki?

Nerede ahlak?

Örnekleri daha da çoğaltabilirim ama yerimiz bu kadar. Kılıçdaroğlu’nun bu teklifini duyunca aklıma şu fıkra geldi:

Napolyon Bonapart İspanya’yı savaşta yendiğinde İspanya Kral’ı Napolyon’a, “Siz sadece para, toprak, ganimet elde etmek için savaşırsınız, oysa biz şeref için savaşırız.” der… Napolyon da İspanya Kralı’na yüzyıllarca unutulmayacak şu yanıtı verir: “Evet doğru herkes neye ihtiyacı varsa onun için savaşır.”

Acaba diyorum, Kılıçdaroğlu kendini frenleyemediği için kendini düşünerek mi “siyasi ahlak yasası” deyip duruyor.

Son söz olarak: İbn-i Sinâ’ya, “Dünyada devâsı olmayan bir dert var mıdır?” diye sorduklarında, “Derdin devâsızı, iyinin kötüye muhtaç olmasıdır.” cevabını vermiş. İyi olan bu necip milleti Rabbim, kötü siyasetçilere ve yöneticilere muhtaç etmesin!..