Sezai Karakoç’un şairi üç ilkede tanımladığını biliyorsunuzdur.
Şair, kendi kendisi olmalı: “Şairin kendi kendisi olabilmesinin biricik yolu, değişmek, başkalaşmaktır.”
Şair, kendine yetmeli: “Eserinin tohumunu ve geliştirecek iklimini, şairin kendi varlığından alması anlamına gelir yeterlilik ilkesi. Yâni fildişi kuleyi biz dışına çeviriyoruz; evren şaire bir fildişi kule olmalı; şafakta kaybettiği güvercinleri, şair, bir ikindide bulabilmeli.”
Şair, kendinden memnun olmalı: “Eserin şairini sevinçle titretmesi demek bu. Şair, eserini sevmeli. Onu okşamalı, ama yaramazlıklarına da göz yummamalı. Beğenmediği davranışlarını gücendirmeden ona anlatmalı, onu kendini düzeltmeye kandırmalı ve bunu da inandırmalı ona. ‘Beni andırıyor, ah, beni o’ demeli.” Memnunluk ilkesinin temeli, sevinçtir. Yaşama sevinci değil “yaşatma sevinci”dir.
Kendimi bu üç ilkeye vurunca kırık not aldığımın farkındayım. Çünkü; uzun zamandır kendimden memnun değilim. Onca olan bitene karşı yaptıklarım ucuz kahramanlık gibi geliyor. Ne bileyim şimdi Mısır diri diri toprağa gömülürken burada dengeler adına uslu uslu oturmam mı gerekirdi? Bir de hayat gailem var ki evlere şenlik. Kendimi renkli yün yumaklarını birbirine karıştırmış kedi yavrusu gibi hissediyorum. Şiir hayattır. Hayatla şair senkronize oldukça daha samimi olur. Olması gerekenle, olan arasında sıkışan şairlerin durumu ibretliktir.
Şair adamın
kocaman ayakları olmalı
direnmeli uzun yollara
yollar ki,
en büyük bilge
çiğnene, çiğnene
şahit olmuştur
vuslata ve dirilişe
şair adamın
kristal dudakları
bütün ışıkları kırmalı
sözlerinde
ve sımsıcak bakışları olmalı
bütün çocuklar barınmalı
gözlerinde
şair adamın
çiçeklenmiş yumrukları olmalı
soylu kavgalar yeşermeli
ellerinde
ve bütün mazlumlara yetecek
taştan omuzları olmalı
karanlıkları ışığa
taşımalı direndiğinde
şair adamın
kavruk bir yüreği
savruk bir türküsü
sigarası
demli çayı
uğrunda sabahladığı
mavi bir hikayesi olmalı
herkesten sakladığı
şair olamadımsa
kavgadan değil
yoldan, omuzdan değil
dilden, gönülden değil
İşte bundandır…
Çünkü; şair adamın
sevdası olmalı, sevdalısı da