Mazbatası YSK tarafından elinden alınmış adayın partisinin, sayım gecesi YSK’nın İl Seçim Kurullarındaki hakimleriyle yaptığı toplantı medyaya düştü. Başarılı gazeteci Kenan Kıran‘ın ortaya çıkardığı bu görüntülerde, seçimlerdeki oy hırsızlığının örtbas edilmesi için CHP’nin nasıl gayret ettiği ayan beyan ortada. Hakimlerin olağanüstü gayretleri de göz yaşartıyor.

Olsun. Mağduriyetimiz bol olsun.

Hiçbir şey yapmasına gerek yoktu. Çünkü bu ülkede en çok tutan şey “sahte mağduriyet masalı”dır. 251 insanımızı hunharca katleden bir terör örgütünün mensuplarının dahi cezaevlerinde mağdur edildiğinin yazılıp-çizildiği bir ülkede, bir belediye başkanı adayının projelerini anlatmasına gerek yoktur.

Yüzüne takındığı o sahte gülümseme, “riya olmasın diye hesaplanarak gizlice çekildiği izlenimi verilen” Yasin okumalar, 17 yıllık despotik bir iktidarı (!) sarsan “gariban halk çocuğu” imajı için yeterliydi. Seçime şunun şurasında kaç gün kalmıştı. Az daha sabretse, iş tamamdı.

Lakin, olmadı. Sabredemedi. Halkın meclisini darbelerle kapatan, başbakanları astıracak kadar “askeri vesayetle iş gören” o damarlarındaki deli fişek gibi akan “üstenciliğe” gem vuramadı.

Öyle ya, sadece ülkenin değil, tek tipleştirmek için toplum mühendisliğiyle her türlü baskı ve zulmü üzerlerine boca ettikleri insanların da tek sahibi onlardı. Onlar emrettiğinde millet derhal hazırola geçmeliydi. Vali kim?

Çocukların kumbaralarındaki harçlıklarını toplayıp, göz yaşartıcı bir dayanışmayla kampanya yürüten aday, 1,5 saatlik yolculuk için 400 bin lira harcamaktan neden çekinmez, hiç düşündünüz mü?

Tüm hayatlarını iktidarı yıpratmaya adamış tescilli CHP’li televizyoncuların dahi yalanlarına yetişemeyip, kavga etmek zorunda kaldıkları birisinin, bu kadar hatayı nasıl pişkinlikle savuşturduğunu görüp, gözlerinize inanamıyorsunuz değil mi?

Şaşırmayın. Çünkü, farkında bile değil.

O tüm bunları bir refleks olarak yapıyor. Vatandaşa “ukalalık yapma” diyerek suratına tahkir etmek için dokunduğunda da, Vali’ye hakaret ettiğinde de aynı ruh haline sahipti.

O bir asırdır bu topraklarda vesayetle iş gören bir zihniyetin tecessüm etmiş halidir.

Fakat unuttuğu bir şey var. O üzerlerinde kara bir lanet gibi taşıdıkları “buyurgan tavırları”nın millette hiç de görmek istemeyecekleri bir karşılığı var.