Bombalarla mı susturacaksınız bizi? Bombalar mı sindireceksiniz? Gencecik askerlerimizi, kahraman polislerimizi parçalayarak mı alt edeceksiniz? Bu millet, bu ülkenin evlatları tarih boyunca gereken cevabı vermedi mi size? Siz istediğiniz kadar yakmaya çalışın bu şanlı milletin ciğerini. Biz, şuurun evlatlarıyız. En ulvi, en mukaddes şuurun… Biz ne yangınlar gördük geçirdik. Her birinde yeniden doğduk küllerimizden.
Fikrimizde bir derdimiz de. Hırsımız keskindir bizim. Allah için kin güderiz: Buğz-i Fillah; en kıymetli sermayemiz. Nefret şerefimizdir; intikam haysiyetimiz. Sabrımızın sebebi ürkekliğimiz değil; ferasetimiz. Biz sırtımızı kudret- i ilâhîye yaslamışız. Ne siz döndürebilirsiniz bizi davamızdan ne de aramıza bıraktığınız yardakçılarınız!
Gelelim içimizdeki köstebek sürüsüne. Kancık düzenin yavşak hizmetkarları!.. Kiminiz siyasetçi, kiminiz gazeteci, kiminiz akademisyen, kiminiz sanatçı… Ortak noktanız son derece berrak: Hepiniz birer karalamadan ibaretsiniz. Farklı çizgilerle bağırsanız da küfrünüzü, onursuzluğunuzun mürekkebi tek bir kalemden hâsıl oluyor. Ne insanlığınız gerçek ne fikirleriniz. Habis yolların çukur kazıcıları: Siz, kötülükten çok daha eskisiniz! Ne şehitler umurunuzda ne arkada kalan mahzun hayatlar. Siz, timsah gözyaşlarının aldatıcı sahteliğiniz. Temmuz’un 15’inde halkına zulmeden bir asker, aralığın ayazında asker doğrayan bir teröristsiniz. Bir hüviyetiniz yok. Gâvur ne kadar samimiyse pisliğinde; siz o kadar şahsiyetsizsiniz.
Yıllarca çemkirmediniz mi “Memleketi İran’a çevirdiniz” diye. Şimdi ne değişti de İran’ı sevgili, İrancılığı da aşk yuvanız bellediniz? Ne çeşit bir Pers fanteziniz var da, türlü acem oyunlarının ‘’turistik’’ fedaileri haline geldiniz? Kaç kuruşluk adamlarsınız? Ne uğruna Ali oldunuz, ne uğruna Cengiz? Gâvurun Ali Cengiz oyununda piyon olabilmek için hangi taşları yıkıp geçtiniz? Hangi şahın kölesi oldunuz, hangi vezirin işbirlikçisi?
Badem bıyıklı tasmalının gayrimeşru evlatları… Ya siz? Bütün Allahsızlığınızla, Allah’ın kudretli ve şerefli ismini lağım çukuru ağızlarınıza pelesenk etme hadsizliğini gösterip, mümin hakkı yemekten, Müslüman kanı emmekten ve ekmek yediğiniz şu cânım memlekete hıyanet etmekten hiç mi utanmıyorsunuz?
Biliyoruz. Son çırpınışlarınız bunlar. Sahipleriniz tasmalarınızı çıkartıp salmış sizi aramıza. Merak etmeyin! Biz, o tasmaları bir daha geçirmeyeceğiz boynunuza. Fakat korkun! O boyunları birer birer keseceğiz biz. Sizi ait olduğunuz yere tasmalarınızla gömeceğiz. Nereden biterseniz bitin. Bittiğiniz anda ezeceğiz hain kafalarınızı. İnlerinize girmeyeceğiz. İnlerinizi yakacağız!
En nihayetinde…
Hepiniz aynı necis zihniyetin lacivertisiniz. Yedi düvelden de gösterseniz kana bürünmüş çürük dişlerinizi, bütün idrak ve azmimizle tek tek sökeceğiz onları. Leş kokulu salyalarınızı akıtarak kirlettiğiniz topraklarımızı, canımızla kanımızla temizleyeceğiz…
Ant içtik.
Dualar ettik.
Bu memleketi soysuz köpeklere yedirmeyeceğiz!