1978’de Lice kuruldu. Bir sene sonra Suriye’ye geçerek örgütlenmesini tamamladı. Ülkenin sağ-sol kavgalarıyla sarsıldığı böylesi karanlık bir dönemde kendini ne bu kavgayla, ne de iki yıl sonra bütün siyasi yapıların ve örgütlerin üzerinden silindir gibi geçecek olan askeri darbeyle yıpratmadı.
Türkiye’nin başına 40 yıldır bela olan PKK’dan bahsediyorum: Abdullah Öcalan, Beşar’ın babası Hafız Esad’ın davetiyle Suriye’ye geçip, tüm silah ve lojistiğini 40 yıl boyunca bu ülkeden sağlamamış olsaydı, bugün böylesi bir terör örgütü belki de hiç olmayacaktı.
BAAS-PKK: AYNI AĞACIN ZEHİRLİ MEYVELERİ
Suriye’deki Baas rejimi, sadece Türkiye düşmanlığından dolayı PKK’yı beslemedi. Baasççılık ve Apoculuk adeta ikiz kardeş gibiydiler. Her ikisi de solcuydular. Her ikisi de ağızlarından “anti-emperyalizm”i düşürmeyip, küresel sermayenin yağlı sofrasından kalkmayan; kim daha çok para verse kollarını yeni sevdalısına doğru açıp koşan tiksinti veren ideolojilerdi. Hala da öyleler.
Baasçılar, baskıcı gaddar rejimlerine karşı ayaklanan yüz binlerce sivili tüm dünyanın gözleri önünde hunharca katletmekten; şehirleri tarumar edip, tüm tarihi geçmişi bir kalemde silmekten çekinmediler. Efendileri bir gün Rusya, diğer gün İran, başka bir vakit ABD oldu; tıpkı beslemeleri PKK gibi.
PKK, Suriye’de iç savaşı fırsat bilip ortaya çıkmadı. Bugün Türkiye’nin harekat düzenlediği tüm şehirlerde zaten onlarca yıldır vardı.
Yıllardır sadece Kürtlerden değil, Arap ve Türkmen’lerden silah zoruyla haraç topladı. Çocuklarını tehditle dağaçıkardı. İnsanları topraklarından sürdü. Son birkaç yıldır PKK’yı sırf kendilerinin ürettikleri DEAŞ denen başka bir vahşi örgütle sahte bir savaş veriyor diye Batı’da makyajlayıp pazarladılar, o kadar.
CHP ESAD’I KURTARAMAZ
CHP lideri yarım ağız TSK’nın harekatına destek verirken, yüksek sesle “Esadla barışalım, birlikte terörle mücadele verelim” diyor. Hangi terör diye sormazlar mı? Kendisinin yüz binleri katleden bir terörist olduğunu geçelim; bu rejimin PKK’yı büyüttüğünü, palazlandırdığının da mı görmezden gelelim?
Türkiye’nin Kara Kuvvetleri Komutanı’nın 1998’de Suriye sınırından Esad’a meydan okuyup, “PKK’yı desteklemenizi savaş sebebi sayacağız, artık yeter” dediğini ne çabuk unuttunuz?
Dün Afrin’de, “ABD’nin silahları, Fransa’nın sığınaklarıyla” iyice şımaran terör örgütüne operasyon yapacağımız zaman, “Afrin’e girmeyin, çıkamazsınız” diyen Kılıçdaroğlu, tıpkı Demirtaş gibi “Afrin’in meydanında göndere çekilmesini” şaşkınlıkla izlemişti.
Şimdi CHP, savaşın kaldırdığı toz bulutunu fırsat bilip, ideolojik kardeşi Baas’ın yeniden muhatap alınmasını istiyor. Artık çok geç.
Vekilleriniz “Esad’ın ve PKK’nın saflarında” ölen terörist cesetlerinin başında ne kadar göz yaşı dökse boş.