Minik, şirince, bebe sevindiren pilli otomotivi, milli otomotiv fikri ile dalga geçen manikürlü ablalar yapmış olsaydı, avunma niyetine olsun alır vitrine koyardık. “Eller aya biz yaya” diye diye, ders anlatan, halkevleri çıkışlı öğretmen teyze, aşağılık komplekslerinden başka bir şey üretebilseydin, mesela en azından Cezeri kimdir öğrencilerine anlataydın, forum sitelerinde yayınladığın bayağı şiirlerin için bile şirinşepelek yorumlar yapardık. Plaza şirketlerinde çakma mastırı ile direktör olmuş, bastırılmış sivilceleriyle birlikte batı hayranlığını içine gömen adam, Alman otomobillerine hayranlığını ağzını doldura doldura anlatmasaydın, “Bir odun parçasına at diye binen çocuk”[1]der, güler geçerdik. Türklerin hatta tüm bir İslam dünyasının en büyük icadının erke dönergeci olduğunu zanneden sosyal demokrat amca, milli otomotiv kelimesini, aşağıladığın dindar kadrolardan duyunca, alerji olmayaydın “Kavanozda, kendini deryada sanan balık”[2]der geçerdik.Türkiye’yi mülkü görenlerin çubuk değneği, kaymak bürokratik sınıfın elitist temsilcileri, Türkiye’ye şapkayı kabul ettirebilmek, alfabeyi değiştirmek, kuran öğretimini engellemek adına harcadığınız çaba yerine, otomotiv üretmeye niyetlenseydiniz, general kafasına devrim otomotivini, milli şef kompleksine Nurettin Demirağ’ı feda etmeseydiniz sizin tüm şımarıklığınızı sineye çekerdik.

Ama heyhat hem kel hem fodulsunuz. Hem tembel hem gevesiniz. Hem üretme kabızı hem lafazansınız. Hem suçlu hem güçlüsünüz. Diliniz sivri, beyniniz kilitli. Hem kompleksli hem kibirlisiniz. Alay etmeyi, eleştirmeyi seviyorsunuz ya; fikirdaş, yoldaş, çağdaş gördüğünüz kodaman ağalarınıza,50 yıl boyunca sattıkları teneke ve ithal otomotivleri için neden bu güne değin iki çift laf edemediniz?Türkiye’nin ufuk çizgisini montaj hattı olarak belirleyen politik liderlerinizden neden hesap soramadınız? Hesap sormadan vazgeçtim bir sosyal talep bile üretemediniz.“Sınırlı kaynaklarımızı çarçur ettirmeyin!”, “Bizi namerde muhtaç etmeyin!”diyerek, Koç, Sabancı, Şahenk ailelerine bir ortak çağrı, iyi niyetli bir bildirgeyayınlamadınız da şimdi kalkmış, bodur Denizli horozu gibi efelenip duruyorsunuz.

Biz sizi biliriz. Cemaziyel evvelinizi de ahiriniz de biliriz. Hükümetle yahut hükümetlere rağmen iktidar olduğunuz dönemlerdeki icraatlarınızı ezbere söyleriz. Laikçi şirketlerinizin baş örtülü çalışan ayrımcılığının dışında avanta ve rant dışında hiçbir şey üretmediğini, üretemediğini, dünyayı parselleyen kartellere kemik yalayıcılığı yapmayı şeref bildiklerini gayet iyi biliriz. O yüzden sizden bir ricamız var; tencerenizi, tavanızı, kanalınızı, kameranızı, gastenizi, derginizialın bir kenarda bekleyin. Gölge etmeyin, ihsan olarak bu bize yeter.

[1] Necip Fazıl Kısakürek/ Feza Pilotu

[2] Necip Fazıl Kısakürek/ Feza Pilotu