Millilik kavramı üzerine bir iki kelam etmekle başlayayım söze. Siz de bunun üzerine kimin daha “milli’’ olduğunun analizini yapma fırsatını bulursunuz. En basit tabiriyle millilik; dil, din, ırk, mezhep, köken gibi tabirlere bakmadan yaşadığı ülkenin toprak bütünlüğünü, ülkesinin vatandaşlarının çıkarlarını korumak ve ülkesini uluslararası arenada saygı duyulan bir pozisyona yükseltmektir. Akademik tanımın yanı sıra bir de şunu söylemekte fayda var; Türkiye’de milli olabilmek için Türk olmak gerekmez, Kürt olmak gerekmez, Alevi/Çerkez/Laz olmak gerekmez. Türkiye’deki millilik; Türkiye’nin toprak bütünlüğünü korumak ve Türkiye için çalışmakla olur. Bu kavramı sadece belli ideolojik gruplara yansıtmakla ancak milliliğin alanını daraltmış oluruz. Millilik hiçbir zaman topluma giydirilmiş deli gömleği, yukarıdan dayatılan, dolayısıyla doğal olmayan bir kimlik olarak görülmemeli.
Asıl meselemiz olan, CHP’nin Türkiye’nin yükselişini, başarısını hazmedememesi durumuna gelelim; Kılıçdaroğlu’nun Afrin savaşında kullanılan mühimmatların milli olmadığını dile getirerek ve ÖSÖ üzerinden uygunsuz açıklamalar yaparak, Türkiye’nin başarısına gölge düşürmenin peşinde olduğu kanaatindeyim. 3 hafta önce, “Bu Suriyeliler neden savaşmıyor?” derken bu gün; “ÖSO neden var ki? Bizim ordumuz yetmiyor mu?” demekte. Dün YPG’yi DAEŞ ile savaşıyor diye meşrulaştıran Kılıçdaroğlu, bugün ÖSO’yu YPG ile savaşıyor diye suçluyor! Her iki durumda da tavrı ortada. Vatan umurlarında değil! ÖSO Mehmetçikle omuz omuza kendi ülkesi ve Türkiye için savaşırken, şehit verirken CHP liderinin ‘’Lâ – Milli’’ (milletle ilgisi olmayan) tavrı ve TSK’yı yedek ordu olmakla suçlaması akıllara şu soruyu getiriyor; Kılıçdaroğlu ve CHP hangi orduların/milletin yedeği?
Bu kadar zulüm CHP seçmenine fazla!
Hangi dönem CHP’sinden bahsediyorum diye soracak olursanız, hemen söyleyeyim: Kılıçdaroğlu CHP’si. Bu CHP, ülkeye de kendi seçmenine de zulümdür. Bugünkü CHP için, CHP’den bir isim olan Nihat Genç bile şu ifadeleri kullanıyor; “CHP’nin delege yapısı ortada, kurultayda Atatürk ve Demirtaş yarışsa Atatürk kazanamaz”. Bu durum ne yazık ki, CHP’nin, HDP’nin arka bahçesi konumuna getirildiğini gösteriyor.
Ayrıca, Almanya’da yaptığı konuşmasında Kılıçdaroğlu, Afrin’deki askerlerimiz için “Allah yardımcıları olsun” dedikten sonra salon tarafından yuhalandı. Bu durum da aynı şekilde, yukarıda bahsettiğim ortaklığı gözler önüne seriyor. Millilikten uzaklaşan CHP, milli varlığa düşman cemiyet halini aldı.
CHP seçmeni, Kılıçdaroğlu’ndan kurtulmanın bir yolunu bulmalı ve boş siyasi argümanlarla iktidara savaş açmayı bırakıp, ‘iktidara nasıl geliriz’i oturup tartışmalı.