Perşembe günü İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu’nda Önder tarafından düzenlenen “İMAM HATİP GENÇLİK BULUŞMASI” vardı. Programa kendisi de bir İmam Hatipli olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.

Artık sıradanlaşan ve birbirinin kopyası haline gelmiş bulunan “Kutlu Doğum” programının yerine farklı bir program çok isabetli olmuş. Geçlerin çok daha ilgisini çekebilecek; kendilerinin de bizzat aktif olarak dahil olduğu, heyecana ortak oldukları programlar daha isabetli. Sadece sessizce oturan, dinleyen ve izleyen bir gençlik yerine heyecanlı ve programa müdahil bir gençlik ve programlar daha önemli.

Yaklaşık 15 bin kişinin katıldığı güzel bir programı izledik. Genel Başkan Halit Bekiroğlu’nun dediği gibi bundan sonraki yıllarda büyük stadyumlarda bu gençlik buluşması gerçekleşirse çok daha isabetli ve verimli olur. Güzel bir fikir olan en büyük stadyumun bazı riskler taşıdığı unutulmadan programlama yapılmalı. Aksi takdirde fiyasko ile neticelenebilir. Bir sonraki gençlik buluşmasının İstanbul’un dışında Türkiye’nin en büyük stadyumlarından birinde yapılması yerine ülkenin dört bir yanından ulaşım kolaylıkları, nüfus büyüklüğü,  bir ilk olması vs. gibi hususlar göz önüne alınarak düzenlemeye gidilmelidir.

O noktada aklıma rahmetli Necmettin Erbakan’ın bizzat katılarak stadyumlarda coşkuyla kutlanan 29 Mayıs Fetih Günü Kutlamaları geldi. Umarım Önder’in bundan sonra düzenleyeceği programlar aynı coşku ve heyecanı yakalar.

Sinan Erdem’deki programa İstanbul’un değişik yerlerinden hatta il dışından çok sayıda kız ve erkek imam hatip öğrencisi katıldı ve salonu tabiri caizse tıklım tıklım doldurdu. Tabi ki bunda programa Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılmasının çok büyük etkisi vardı. Erdoğan da konuşma yapmasının ötesinde programın çok büyük bölümünü izleyip o gençlerle aynı havayı teneffüs ederek gençlerin sevinç ve coşkusuna ortak oldu. Benim hatırlayabildiğim kadarıyla iştirak edip de en uzun süre kaldığı ve takip ettiği programlardan biri oldu.

Konuşmasında imam hatiple ilgili mesajlarının dışında ülke geneline ve tüm dünyaya verilen mesajlar da çok önemliydi. Bunlardan biri çok uzun yıllardır unutturulmuş olan 29 Nisan 1916’daki  Kut’ul Amare Zaferi’nin bundan böyle devlet tarafından resmi törenlerle kutlanacak olmasıydı.

Önder Genel Başkanı Halit Bekiroğlu da çok uzun ve sıkıcı olmayan konuşmasında geçmişin bir özetini yaparak gelecekte öğrencilere, mezun derneklerine, okul idarelerine ve öğrenci velilerine gelecekteki yol haritası ile ilgili satır başlarını verdi.

İlk aşama olan “Yaptırma ve Yaşatma Dernekleri”ni sonraki aşama olan “Mezun Dernekleri”nin izlediğini ve artık son aşama olan “Mezun-öğrenci ve okul” birlikteliğinin sağlanması gerektiğini vurguladı. Yani bir diğer deyişle şu anda “Yeni bir medeniyetin inşası” safhasındayız.  En önemli gördüğüm bir diğer cümlesi : “Yeni zihinlerin buna hazırlanması lazım. Belki bu bizim kuşağa bu harcanan emeklerin meyvesini görmek nasip olmaz da sonraki kuşağa nasip olur. İçinde bulunduğumuz dönem belki de geçmiştekilerden çok daha sıkıntılı” oldu.

Ve’l hasıl imam hatipler bir misyon üstlenmiş durumdalar. Hali hazırda yurtdışındaki 25 imam hatip ile birlikte ülkemizin, İslam ülkelerinin hem de insanlığın ufkunu açma konumundalar.

Gölünüzden güzellikler eksik olmasın.