Zamanın behrinde –çok bunalmış olmalıyım ki- şöyle bir not iliştirmişim kenara: Alaaddin’in sihirli lambasından çıkan cin gelse “dile benden ne dilersen” dese ‘amalarınızı’ ve ‘zatenlerinizi’ ellerinizden almak isterdim, yeni baştan cümleler kurmanız için. Ki, şu konteynerler dolusu ezberden kurtulalım.

Evet, insanlar ya ‘zaten’ biliyorlar meseleleri ya da karşı koymaları gerekir ‘amalarıyla’

Yani anlatacağınız hiçbir şey orijinal değil, hiçbir şeyin kıymet-i harbiyesi yok; çünkü ‘zaten’ biliyorlar. Anlatacaklarınız arasında, olayın ayrıntısına dair birkaç bilgi varsa o kadar. Buna mukabil bir başka şey anlatırısınız, okursunuz; sonra, cümlenizi tamamlamanıza fırsat vermeden dev bir ‘ama’ ile karşılaşırsınız. Neden mi? Çünkü sarf ettiğiniz cümleler karşıdakinin ezberlerine toslamıştır.

Bilginin en ucuz şey olduğu zamanları yaşıyoruz. Bu mürekkep yalamış, kalemi sevmişler için zor bir süreç demek. Çünkü ezber meselesi, bilgi-değer ilişkisini zedeleyen, onu bayağılaştıran bir şey maalesef.

Ezberler öyle yer etmiş ki artık hangi birini düzelteceğinizi şaşırıyorsunuz. Mesnedi olmayan, sıradan, söyleyenin dahi düşünmediği..

Bence memlekete, millete hizmet etmek isteyen kim var çıksın “ezberleri ayıklama timi” kursun ve bu bilinçli arkadaşlar insanları aydınlatsın. Doğru ezber, faydalı ezber zararlıdan ayıklansın. Yoksa galat-ı meşhur olarak yaşamaya devam edeceğiz.

Mesele sadece kalıp cümleler de değil esasen. Bunların ifade ettikleriyle de kavgam var benim.

Mubarek Ramazan günü bile işittiklerim hayret verici. Adam diyor ki “oruç gizli bir ibadettir, açıklanmamalı, hatta gizlenmeli, söylenmemeli”

Haydaa!

Ya hu neye göre konuşuyor bu adam, orucun toplumu bütün bütün terbiye eden tarafını nereye koyacağız peki. Kaldı ki Müslüman bir ülkede yaşıyoruz, kim kimden niye gizlesin tuttuğu orucu. Oruç tutmayanların kendilerini gizlemesi değil midir normal olan? Hani çoğulcuyduk?

Daha da ileri gidiyorum hatta. Ya hu her şeyin içini boşaltan, onu anlamsızlaştıran, modernize eden bu basma kalıplıktan kurtulalım. Bu “Hıristiyan soslu modern gizi” bir kanara atalım. Gelin, zekatlarımızı bile bağıra bağıra verelim. Neden korkuyoruz? Kınayıcıların kınamasından mı?

Hasbilik, ihlas varsa korkulmaz. Yok, zerre kadar riya taşıyorsan içinde, zaten yapamazsın.

Neden “bağıra bağıra ver” biliyor musun? Çünkü artık zekatını veren neredeyse yok. Gizlilik adına fukaranın hakkını gasp ediliyor. Kaldı ki hani hayırda yarışacaktık? Böyle verelim. Verelim ki örnek olabilelim. Böyle verelim ki cesaretlensin veremeyenler. Böyle verelim ki umutlansın garibanlar.

Verenin ecri Allah’ın yanında.

Derdim Müslüman olarak hayra teşvik.

“Hayra motor şerre fren” olmak niyetim.

Vesselam..