Yakın zamanda Eskişehir’in Beylikova ilçesinde dünya çapında öneme sahip bir nadir toprak elementi rezervi keşfedildi. 800 milyon ton ile dünyanın en büyük NTE rezervine sahip olan Çin'den sonra, 684 milyon tonluk bu keşif ile NTE rezervi açısından ülkemiz ikinci sıraya yerleşti.
Ne işe yarar bu rezerv? Neden bu kadar önemli?
NTE'ler; insansız hava araçlarından F-35'lere, fiber optikten uzay araştırmalarına, nükleer enerji üretiminden biyotıbba ve her türlü yeni nesil teknoloji ürününe kadar yayılan kullanım alanından ötürü son derece stratejik madenler olarak insanlık için büyük önem arz ediyorlar.
Milyarlarca dolarlık ekonomik değere sahip bu rezervlerle ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Bey, “Cevheri işlemeden sattığınızda 1 birim kazanıyorsanız bunu ara ürün hâline getirdiğinizde 10 kat, uç ürün hâline getirdiğinizde ise 100 kat daha değerli hâle getirebiliyorsunuz.” diyerek meselenin ne kadar dikkate değer olduğunu ifade etmiş oldu.
Yıllık 1200 ton cevher işlenmesi ile başlayacak sürecin, keşfedilen rezervdeki 17 elementten 10’unun ülkemizde işlenebilmesinden dolayı yakın gelecekte çok daha büyük bir hacme ulaşarak devam etmesi ve ekonomimize ciddi bir katkı sağlaması bekleniyor.
Gelelim NTE'lerin stratejik ve siyasi önemine, ki bence bu alanlarda arz ettiği önem çok daha dikkat çekicidir; yukarıda saydığımız üzere enerji, iletişim, savunma, havacılık ve uzay teknoloji açısından olmazsa olmaz durumundaki NTE'ler, bahsi geçen rezervin keşfine kadar dünyanın en büyük rezervlerine sahip olan Çin ve Rusya (toplam rezervlerin %57'si) stratejik açıdan Batı dünyası ve müttefiklerine karşı önemli bir üstünlük sağlamış durumdaydı. Rezervleri işleyerek üretim gerçekleştirme açısından ilk 5 içinde olan ABD ve Avustralya, özellikle bu iki ülkeye son derece bağımlı oldular. (Çin ve Rusya haricinde en önemli alternatifleri Brezilya ve Vietnam)
Tüketimdeyse durum Batı açısından çok daha fena hâlde. Çünkü NTE'lere tüketim açısından en çok ihtiyaç duyan ülkeler listesinin başında Japonya, Amerika, Almanya ve Fransa geliyor.
NTE'nin ne kadar stratejik bir ekonomik silah olduğunu, Çin’in 2010 yılındaki Japonya’ya yönelik NTE ihracatı yasağının ve aralık 2020’deki ABD'ye yönelik kısıtlamalarının oluşturduğu hasarları düşünerek kavramak mümkün.
ABD açısından bakıldığında işler daha da acı. Trump döneminde başlayan ticaret savaşlarına kadar ABD’ye ithal edilen tüm nadir toprak elementi ürünlerinin %78'i Çin' den geliyordu. ABD artık bu ilişkiye son vermeyi ve böylesine önemli bir alandaki bağımlılığı bitirmeyi hedefliyor.
İşte tam da burada Batı dünyası için müthiş bir alternatif olarak Türkiye öne çıkıyor. Çin ve Rusya'ya olan bağımlılıktan kurtulmak için ABD'nin temmuz ayında başlattığı Mineral Tedarik Ortaklığı projesi kapsamında yatırım için en güçlü aday olarak Türkiye ön plana çıkıyor.
Eskişehir'deki NTE rezervinin yüzeye yakın olmasından ötürü elementlerin çıkarılmasının kolay ve maliyeti görece düşük olacağı bekleniyor. Bu beklenti de yukarıda ifade edilen yatırım adaylığının potansiyelini güçlendiriyor.
Evet, Sayın Dönmez'in ifade ettiği üzere işlenen ve uç ürün hâline getirilen madenlerde 1'e 100 kazanmak mümkün. Fakat bu konuda hem uzmanlık oluşturmak hem de başta teknolojik altyapı konulu olanlar olmak üzere gerekli yatırımları gerçekleştirmek gerekiyor.
Batı'nın, NTE'lere ciddi ihtiyacı olduğu ve şu an için kozların rakip takımın elinde olduğu düşünülürse bir an önce ortaklık için Türkiye'nin kapısını çalması gerekiyor.
Ülkemiz açısından hem ekonomik hem de stratejik anlamda çok büyük menfaatler sağlama potansiyeli olan bu denklem sayesinde stratejik ve politik değere sahip yeni bir düzenin oluşturulması mümkün...