İslami hassasiyetleri yüksek genç kitlenin, zamanla Batı’nın figürleriyle donatılmış oluşumlar içerisinde yer alması ve bu yer almanın zamanla Protestan ahlak seviyesine ulaşması bu genç kitlenin içine düştüğü bir girdaptır. Sosyal medya ve çevrenin etkisiyle birlikte yeni oluşan benliğini hayatta tutabilmek adına bu genç kitle asıl ait olduğu toplumsal ahlak çerçevesinden farklı argümanlara kaymak zorunda hissediyor kendini. Tabi tüm mütedeyyin genç kesim için bunları söylemek yanlış olur ama genel intiba bu.
Geçenlerde Kâbe’de evlilik teklifi olayıyla görmüş olduğum romantik İslam şeklini biraz derinlere inince daha farklı vaziyetlerde görmüş olmam beni böyle bir eleştiri yapmaya sevk etti. Şimdi düşünüyorum da Kâbe’de evlilik teklifi organizasyonu içerisinde bulunan arkadaşların bekâr olması gerekir. Peki helali olmadan bekâr olarak Kabe’ye kadar nasıl gitmişler? Tabii bunları sorgulamak bize düşmez ama insan ister istemez düşünüyor. Çünkü manevi değerlerin bu kadar aşınabileceğini düşünmedim. Çünkü Kâbe bizim kıblemiz, maneviyatın en yoğun yaşandığı yer. Mü’minler oraya özellikle dünyevilikten arınmak, yeni bir ruha kavuşmak adına giderler. Bir diğer İslami romantizm olayımız ise tur şirketlerinin Kudüs’ü yeni evlenen çiftler için çok güzel bir kahvaltı yapılacak mekân olarak tanıtması. Ve trajikomiktir ki bu organizasyona katılan gençler var. Yalnız ellerini çabuk tutsunlar, İsrail zulmüne dur diyemezsek, Allah muhafaza bu manzarayı bir daha göremezler! Bu iki olayı gördükten sonra kendi kendime şu soruyu sordum: “Kâbe’de evlilik teklifi, Kudüs’te romantik kahvaltı… Biz ne ara bu hale geldik.” Tabii sorduğumla kaldım.
Protestan ahlak anlayışı ve romantik İslamcılık Türkiye’nin büyüyen bir tümörüdür. Şöyle geri çekilip baktığımızda görülecektir ki en büyük kanayan yaramız bu. Bir nesil popüler olma umuduyla kişiliğini kaybediyor. Bizde bir nesli kaybediyoruz.
Diğer bir olayımız ise Instagram adlı paylaşım platformunun mütedeyyin gençlerimizce reklam ve işbirliği adı altında farkında olmadan Müslümanlığın kültürel emperyalizmine katkı sağlamak suretiyle kullanılması. Örneğin; mütedeyyin erkek kardeşlerimizin hanımıyla tanışma evresini kitaplaştırma serüvenini anbean oradan takip edebilirsiniz. Kitap tüm hatlarıyla orada pazarlanmalı ki satışa sunulduğunda hüsrana uğramamalı. Sözüm kitap reklamına değil, sözüm eşiyle tanışma evresinin ve sonrasının romantize edilmiş biçimde anlatılması. Herkesin mahrem anlarınızı görmesini neden ister ki bir insan? Onu da geçiyorum muhafazakâr aile yaşantısında sahip hanım kardeşlerimizde aynı platformda reklam ve işbirliği adına kendi fotoğraflarını sergilemektedir. Şal reklamı, ayakkabı reklamı, yüzük, küpe, çarşaf… Bilumum kadın ihtiyaçları olan tüm eşyaların reklamını yapmak adına kendi yüzlerini, mahremlerini kullanmaktadırlar. Bunun karşılığında öyle zannediyorum ki reklamını yaptığı eşyalar veriliyordur. Her neyse…
Demem o ki; Müslümanlar olarak elimizdeki imkânları ve değerlerimizi koruyamıyoruz, bırakın korumayı kendi elimizle yıkıyoruz…