Seçim bitti, seçilen seçildi. Partilerin iç işlerinde ilginç işler oluyor. Koltuk tatlıymış meğerse. Kimse terk etmek istemiyor. Tazyik yapan yapana lakin bu kadar tazyikin sonu ne olur milletçe izliyoruz.
Mayıs ayı bitince rahatlayacaktık ama bir türlü kısmet olmuyor birazcık sakin bir sürece girmek. Seçimin kaybedenleri içinde koltuk savaşları başladı, hep beraber izliyoruz. Aklıma direkt “çekirdeklerini alıp mevzu var izlemeye geldik” diyen canım halkım geldi. Bir taraf eline çekirdek torbasını almış bekliyor çitlemek için.
Her kafadan bir ses çıkıyor; İYİ Parti içinde Meral Akşener karşıtı bir blok oluşmuş gibi görünüyor. Seçimden sonra bölünen muhalefet de ancak Türkiye’de olur. Bir kere daha şahit oluyoruz. Bölündükçe sayıları artıyor. Bu gidişle dünya muhalefet partileri rekoru kıracağız. CHP karıştı karışacak, kılıçlar çekildi, biz de bir kenara çekilelim de kimsenin kılıcı bizi yaralamasın. Bir sonraki seçime iki bin cumhurbaşkanı yardımcısı adayıyla ortaya çıkacak birileri… Şimdiden hazırlığa başlasınlar. İki vekil çıkaramayacaklara verdikleri 35 vekile yananlar yakacak bu ülkeyi.
Sosyal medya yalanları ile “Kazandık, geliyoruz, yakacağız, yıkacağız; herkesi görevden alacağız, devleti yeniden kuracağız.” dediler ve milleti korkuttular. Biz aslında bu propaganda tarzını Moğollardan bilirdik de modern Moğol adaylarının bunu yapacağını tahmin etmedik.
Moğolların saçtığı dehşet ve korkunun boyutlarını İbnü’l-Esîr’in yazdıklarından hatırlayalım: “Teslim alınan bir kente giren bir Moğol askeri mahallelerden birine giderek bütün erkekleri birbiri ardına öldürmeye başlar ama içlerinden bir tanesi bile korkudan dolayı direnmeyi aklına getirmez. Yine Moğollar Erciş’i işgal ettiklerinde de bir Moğol askeri, esir aldığı bir Ercişliyi öldürecek alete sahip olmadığı için ‘Başını yere koy ve hareket etme!’ diyerek gitmiş, uzun zaman sonra geri dönüp bir kılıçla esirin başını uçurmuştur. Esir ise tüm bu süre boyunca bağlı olmamasına karşın kaçmak yerine Moğol askeri gelene kadar başı yerde ölümü beklemiştir.” Ortalıkta biz sekiz bin kişiyi ilk gün görevden alacağız, iktidarın son 20 küsur yılda atadığı herkesi asacağız, keseceğiz havasında demeçler verenler, “Ben Kemal geliyorum” sloganının oluşturduğu negatif havanın seçim kazandıracağını düşünenlerin halkın ferasetine yenildiği gün içten kendilerini tüketmeye başladılar. Sandık en doğruyu ortaya koyunca herkes birden Özdemir Asaf şiirindeki duyguyu canlı kanlı yaşadı;
Geleceğim, bekle dedi,
Gittim ben beklemedim, o da gelmedi,
Ölüm gibi bir şeydi
Ama kimse ölmedi…
Neyse ki takke düştü kel göründü. Birlerinin narına yanmadı ülke de. Herkes sükûna erdi, muhalefeti seyrediyor. Yüz bölümlük malum kanal dizisi çıkar bu işten, alın çekirdekleri mevzu var izlemeye geçin.