Bugünden itibaren her Salı günü bu yeni köşemizde sizlerle TBMM’de Milletvekilliği görevlerinin yanı sıra Komisyon Başkanlığı, Grup Başkan Vekilliği, Divan katipliği ve Meclis Başkan Vekilliği gibi görevleri de ifa etmekte olan siyasetçilerle gerçekleştirdiğimiz sohbetlere yer vereceğiz. Böylelikle TBMM’nin işleyişinde son derece önemli yeri olan bu organların faaliyetleri ve başlarında bulunan Milletvekillerinin çalışmaları hakkında kamuoyuna çeşitli bilgiler aktarmaya çalışacağız. Köşemizin adının ‘’Meclis Mutfağından’’ olmasından da anlaşılacağı gibi esasen bu birimlerin yasama faaliyetlerinin sağlıklı yürütülmesi bağlamında son derece hayati rollere sahip olması ve bizler daha ziyade sofradaki leziz yemeklerle ilgilenirken mutfakta nasıl bir emek verildiğini ve bu emeği kimlerin sarfettiğini gözler önüne sermek. Umarım gerekli yarar hasıl olur…’’

Milli Savunma Komisyonu Başkanı Faruk Özlü: ‘’Milli Savunmada esas caydırıcılıktır !”

Geçtiğimiz hafta gazetemizin Ankara ofisinde TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Faruk Özlü’yü ağırladık. Düzce Milletvekili olan Sayın Özlü’yle yaptığımız içten sohbet esnasında ülkemize dair bir çok konuyu değerlendirme imkanı bulmakla birlikte, özellikle Milli Savunma Sanayimizin dününü ve bugününü ele aldık, gelecek projeksiyonunu konuştuk. Makine mühendisliği doktoru da olan Faruk Özlü yaklaşık 25 yıl Milli Savunma Sanayi Müsteşarlığında bir çok kademe çalışmış biri olarak muhtemelen bu komisyonun başkanlığına getirilmeyi hak eden en uygun tercih olmuş. Bir yandan son derece önemli bu komisyonun çalışmalarını çekip çeviren Özlü, diğer yandan Mecliste yoğun yasama faaliyetlerine katılım konusuna da büyük önem veriyor. Tüm bunların yanı sıra Milletvekili seçildiği Düzce’nin hali hazırdaki sorunlarının çözümüne ve şehrin ufkunu açacak projelerin gerçekleştirilmesine ciddi anlamda kafa yorup mesai ayırıyor. Öyle ki, sohbetimize ilk önce Düzce’ye ilişkin meselelerden başlaması bu kanaatimizi güçlendiriyor.

Milli Savunma Sanayimizin geçirdiği devrimin mimar ve şahitlerinden olan Sayın Özlü’ye, kara, deniz ve hava kuvvetlerimizin envanterlerine giren ve yakın zamanda üretim aşaması tamamlanıp ordumuzun kullanımına sunulacak ileri teknoloji savaş silahlarının dünya klasmanındaki yerini ve durumumuzu sorduğumda , temkini elden bırakmadan geçmişle kıyaslandığında muhteşem ve ancak henüz işin sonu olmadığını belirtiyor. Konuşmamız esnasında son dönemde yaşanan bazı krizlerin savunma sanayimizin şevk ve hız ivmesini artırmış olduğunu satır aralarından anlıyorum. AK Parti hükümetleri döneminde önceki dönemlere oranla Savunma Sanayiine verilen önem ve desteğin kıyas götürmez olduğunu ve bu dönemde ekonomik bir yoksunluk nedeniyle tamamlanamamış hiç bir proje olduğunu hatırlamadığını da söyleyen Özlü, ürettiğimiz tank, denizaltı, savaş gemisi, insansız hava aracı gibi tüm araçların yazılımlarının da tamamen yerli olduğunu özellikle vurguluyor.

Sohbetimiz sürerken, Türkiye’nin sanayi alanındaki total gelişiminin Milli Savunma sanayimize etkileri başlığını açtığımda ise, heyecanla bu alandaki ilerlemenin önünü açan asıl faktörün bu gelişimler olduğunu dile getiriyor. 2006 Yılında Türkiye teknoloji ve sanayisinin Füze Savunma Sistemleri konusunda yeterli olmaması nedeniyle dışarıdan arayışlar içersinde girmek zorunda kaldıklarını ancak şu an Türk özel sektörünün teknolojik üretim yetkinliğinin bu süre zarfında ciddi kabuk değiştirip bu sistemleri rahatlıkla üretebilecek aşamaya geldiğini ifade ediyor.

Sözlerine, Milli Savunma Sanayiinde esas olanın ‘’caydırıcılık’’ olduğunu sık sık tekrarlayarak devam Sayın Başkan, geliştirilen tüm projelerinin temelinde dışarıdan gelebilecek tehditleri bertaraf etmek fikrinin yattığını belirtiyor, ancak savunma anlayışında geride kalmış, mesela işgale uğramak gibi bazı algıların revize edilip yeni gelişmelere göre konseptler oluşturulmasının gerekliliğini de vurguluyor. Türkiye’de Milli Savunma Saniyiinin gelişimi noktasında ilgili müsteşarlığı tesis eden Turgut Özal ve çokça katkısı olan diğer devlet adamlarını da hayırla anmayı ihmal etmiyor.

Sohbetimiz boyunca sahasındaki donanım ve birikimine açıkça şahit olduğumuz Özlü, naif ve beyefendi kişiliğiyle gözümüzde saygınlığını artırırken, burada yazmamın uygun olmayacağı bazı konulara değindiğimizde ise ülkesinin çıkarları için her türlü riski almaya hazır bir vatansever olduğu hususunda hiç bir şek ve şüpheye yer bırakmaksızın kalbimizi fethediyor. En kısa sürede yeniden bir araya gelip sohbetimize devam etmek üzere Sayın Özlü’yle vedalaşırken, kendisi de Düzce’li biri olarak hemşehrilerimizin böylesi nitelikli bir milletvekilini TBMM’ye göndermiş olması nedeniyle kıvanç ve gurur hissim abarıyor.

Düzce Sevdalısı

Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve Düzce Milletvekili Faruk Özlü seçim bölgesinin meselelerine büyük önem veriyor. ‘’ Beni bu şehir yetiştirdi’’ diyen Özlü, memleketinin Milli Eğitim alanında her türlü koşulun müsait olmasına rağmen bulunduğu düzeyden mutlu değil ve ‘’benim şehrimin çocukları neden daha iyi üniversilerde okumasınlar?’’ diyerek konuyu özetliyor ve mevcut durumun iyileştirilimesi için her türlü çabayı göstereceğini vurguluyor. Akçakoca merkezli olmak üzere turizm etkinliğinin yeniden planlanması gerektiğinin altını çizen Özlü, mevcut barınağın Melanağzı’na kaydırılıp yerine modern ve kapsamlı bir yat limanı yapılması için harekete geçtiklerini ve gelen turistlere alternatifli paketler sunulması gerektiğini söylüyor. Düzce il merkezinin sıkışıklıktan kurtulup düzenli büyüyebilmesi için çevre yolu bağlantılarının yeniden ele alınıp süratle tamamlanması için uğraştıklarını ve hava kirliliğinin önemli bir sorun olduğunu, çözümü için çeşitli projeler geliştirdiklerini, mevcut sanayinin ise yeterli olduğunu, bundan sonra daha fizible ve temiz üretim sektörlerine yönelinmesinin elzem olduğunu belirtiyor.