Bir çikolata reklamı vardı, “Sağ twix mi, sol twix mi?” diye… “Marcao mu, Luyindama mı?” deyince de aklıma bu reklam geldi nedense?.. Yani yapılan stoper transferlerinden hangisinin daha iyi olduğunu, başarılı olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Bana göre Marcao vasat. Luyindama ise Marcao’ya göre kat kat hızlı; dün gece savunmayı tek başına yaptı. Bir de gol atınca takımın yeni gözdesi oldu. Genel olarak değerlendirme yaptığımız zaman, yapılan yeni transferler takıma tam uyum sağlayamadı. Ama şöyle bir şey de var, “Nasıl başlarsan öyle gider…” Yani Fatih Hoca, Marcao’ya ayar vermeli. Avrupa’da yapılan hataların telafisi maalesef olmuyor…
Diagne oynadı mı?
Galatasaray takımı hâlâ bir forvetleri olduklarını anlamış değiller. Diagne dün gece sahada adeta gezdi; fakat faturayı Diagne’ye kesmek çözüm değil. Asıl çözüm; Onyekuru’ya kafasını kaldırması söylenmesi ve kanatlardan içeriye orta açması… Bunu Galatasaray takımında sadece Nagatomo yapıyor. Japon futbolcu, orta açmasa Galatasaray’da orta açacak adam yok. Ee o halde neden Diagne’yi aldınız? Bu golcünün beslenmesi lazım. Nasıl Rodrigues ile Gomis uyum sağladıysa Onyekuru ile de Diagne uyum sağlamalı.
VAR olsa dert olmasa dert!
Süper Lig’de VAR yüzünden Galatasaray’ın ve diğer takımların canı çok yandı. Dün gece UEFA Avrupa Ligi’nde ise VAR’ın olmaması nedeniyle Galatasaray’ın canı yandı. UEFA’da VAR uygulaması olsaydı aklıma gelen bir soru var; İspanyol hakem VAR’a gitseydi de pozisyonu izleseydi penaltıyı iptal eder miydi? Bunun cevabını da sizlere bırakıyorum…