Hasan Sabbah’ı bilirsiniz. Fedailerini duymuşsunuzdur. Fedailerini haşhaş kullanarak kendine kul köle ettiğini de okumuşsunuzdur bir yerlerde. Dolayısıyla “Haşhaşi” kelimesini de özellikle 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra duymamış olamazsınız. Çünkü Cumhurbaşkanımız, FETÖ teröristleri için “Haşhaşi” sıfatını kullanıyor her gittiği yerde. Özellikle şu melun 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra FETÖ teröristleri için bu kelimenin biçilmiş kaftan olduğu, onları bu isimlendirme dışında başka şekilde tarif etmenin de mümkün olmadığı iyice ortaya çıktı.

Şöyle bir hikâye anlatılır:

Hasan Sabbah, kartal yuvası bir kale olan Alamut Kalesi’nde oturuyor. O zamanın Selçuklu Sultanı Selahattin bu Hasan Sabbah’ın peşine kelle avcılarını göndermiş. Hasan Sabbah’ın kellesini istemiş. Gel zaman git zaman Hasan Sabbah’ın elçisi, sultana gitmiş saraya. Elçi gelmiş ve “Sultana bir lafımız olacak.” demiş. Sultan “Buyur söyle!” demiş. Elçi bakmış şöyle, “Bu kalabalıkta olmaz.” demiş. Sultan kalabalığı göndermiş. Elçi, “Bu korumalar da gitsin, lafım sana.” demiş. Sultan, iyice merak etmiş; korumaları da göndermiş. O zaman elçi sultanın yanındaki iki kölemen korumaya bakarak onları da gönder demiş. Sultan, “Onları göndermem, onlar benim oğullarım, en çok onlara güvenirim. Biz üçümüz bir kişiyiz.” demiş. Haydi, söyle yahut da git. O zaman elçi, o iki kölemen korumaya dönerek “Size kılıçlarınız çekin ve hükümdara kıyın desem ne yaparsınız?” demiş. İki adam, tereddüt bile etmeyip kılıçlarını çekerek “Emrin olur!..” demiş. Bunun üzerine elçi, arkasına bile bakmadan çekip gitmiş. Ertesi gün Sultan Selahattin, Hasan Sabbah’ın peşine gönderdiği kelle avcılarını geri çağırmış.

Bu hikâyedeki durumla darbe girişimi sırasında öğrendiklerimiz ne kadar örtüşüyor!.. Cumhurbaşkanımızın en yakınındaki başyaveri FETÖ’ye bağlı bir terörist!.. Genelkurmay Başkanı’nın en yakınındaki yaveri ve özel kalem müdürü FETÖ’ye bağlı bir terörist!.. Devlet adamlarının sırtını dayadığı, belki de en fazla güvenip her şeyinin emanet ettiği en yakınındaki birçok bürokrat, FETÖ’ye bağlı bir terörist… O örgüt liderinden birisi gelse devlet adamlarımızla görüşmek istese ve o sırada Cumhurbaşkanı’na, Genelkurmay Başkanı’na veya bir devlet adamına kıyın dese kıyacak Haşhaşi doluymuş çevreleri…

Rabbim, devletimizi de, yöneticilerimizi de, milletimizi de bu Haşhaşi terör örgütünden korumuş. Bu kadar yakınımızda, içimizde, en kritik noktalarda olup da onların darbe girişiminden kurtulmuş olmak sadece Rabbimizin inayetiyle açıklanabilir, Rabbim yardım etmiş bu millete… Başta devlet yöneticilerimiz olmak üzere tüm milletimize düşen görev, bundan sonra bu Haşhaşi teröristlere ve onların destekçilerine toplum içinde yaşam hakkı vermemek!.. Bunlar, bu süreçte milletin içinden tamamen temizlenmezse bir daha temizlenemez.

Bunlar ayrıkotu gibi arsız, böğürtlen dikeni gibi teklifsiz; dalının değdiği yere kök salıyorlar. Bir tanesi yanlışlıkla bir yere yerleşse kısa süre içinde orayı ele geçiriyorlar, onun için bunlara hiç fırsat vermeyeceğiz…